Sayfalar

Bu Blogda Ara

büyüme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
büyüme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Kasım 2017 Pazar

Orta Vadeli Plan - 2018-2020

Gerçekçilikten uzak temenniden öteye geçemeyen bir Orta Vadeli Plan

27/09/2017 tarihinde 2018-2020 yıllarına ilişkin Orta Vadeli Program açıklandı. Genel olarak gerçekçi olması beklenen hedefler ağırlıklı olarak temenni düzeyinde kalmıştır.
Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan, Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen, Türkiye'nin 3 yıllık yol haritasını özetlersek bu dönemde ekonomik büyümenin ön planda tutulacağı, cari açığın ve enflasyonun aşamalı olarak düşürüldüğü ve hem para hem de maliye politikasının sıkı tutulacağı bir dönem öngörülmüştür.

Buna göre, Türkiye ekonomisinin 2017-2020 döneminde her yıl %5,5 büyüyeceği tahmin ediliyor. Hem para hem de maliye politikasının sıkı olacağının belirtildiği böyle bir dönemde büyümenin nasıl bu seviyede sürdürüleceği tamamen soru işareti. Hem de küresel likitide koşullarının böylesine kötüleştiği bir dönemde.

Hiç bir zaman tutturulamayan enflasyon hedefi %5 seviyesiyle yine karşımızda.

2017 yılsonu itibarıyla %9,5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenen TÜFE’nin, izleyen yıllarda ise kademeli bir düşüş sergileyerek 2020’de %5 seviyesine ineceği öngörülüyor.

2017’de cari açığın 39,2 milyar USD, cari açığın GSYH’ye oranının ise %4,6 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Cari açığın GSYH oranının sonraki yıl ise %4,3’e gerileyeceği öngörülüyor. Bir yandan büyümenin hızlanacağını öngörüp bir yandan da cari açığın gerileyeceğini tahmin etmek pek gerçekçi değil. Büyüme ile ithalat arasında pozitif bir korelasyon olduğu biliniyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde ya büyüme hızlanacak ve cari açığı peşine takıp sürükleyecek ya da yavaş büyüme ile cari açık makul bir seviyede tutulacaktır.

Kamu maliyesi tarafında ise bütçe açığı/GSYH oranının 2017’de %2 seviyesinde gerçekleştikten sonra 2018 ve 2019’da belirgin bir iyileşme kaydetmeyeceği, 2020’de ise %1,6’ya gerileyeceği tahmin ediliyor.

Ayrıca, 2017’de %10,8 seviyesinde gerçekleşmesi beklenen işsizlik oranının, OVP dönemi boyunca kademeli olarak gerileyeceği ve 2020 yılsonu itibarıyla %9,6’ya ineceği öngörülüyor. Mevcut nüfus artışı ve katılım oranı varsayımlarıyla, bu tahminlerin tutması için önümüzdeki 3 sene boyunca her sene 1,1 milyon yeni iş yaratılması lazım. 2014 başınan bu yanan yıllık ortalama yaratılan yeni iş sayısı 640 bin seviyesinde. Varın gerçekçiliğini siz düşünün.



22 Nisan 2017 Cumartesi

2017 Ekonomik Göstergeler Tahmini

2016 yılı ekonomik göstergeler ile 2017 tahminlerimiz aşağıdaki gibi.

Hep birlikte takip edeceğiz. 2015 gerileme dönemi, 2016 eldekini koruyabilme dönemi, 2017 ise hayatta kalma gönemi olacaktır. Yaşayıp göreceğiz.

Güncelleme tarihi: 20 Nisan 2017

10 Nisan 2017 Pazartesi

Büyüme ile İşsizlik Arasındaki Korelasyon

Türkiye ekonomisi 2016 yılında yüzde 2,9 ile piyasa beklentilerinin üzerinde büyüdü. Piyasa beklentisi genel itibariye yüzde 2,00-2,20 seviyesindeydi.

Büyümenin piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleşmesinin iki temel nedeni var.

Birincisi; son çeyrekteki büyümenin tahminlerin çok üstüne çıkarak yüzde 3.5 düzeyinde gerçekleşmesi.

İkincisi; İkinci ve üçüncü çeyreğe ilişkin GSYH büyüklükleri önemli ölçüde revize edildi.

TÜİK daha önce birinci çeyrek büyümesini yüzde 4.5 olarak açıklamıştı. Bu oranda bir değişiklik olmadı. Ancak ikinci çeyrek büyümesi yüzde 4.5'ten yüzde 5.3'e, üçüncü çeyrek oranı ise yüzde 1.8 küçülmeden yüzde 1.3 küçülmeye revize edildi. Bu revizyonlar, 2015 büyüklükleri değişmeden, yani 2016 rakamları iyileştiği için gerçekleşmiş oldu.

Revize olmasaydı büyüme yüzde 2,5 seviyesinde kalacaktı. İkinci çeyrek oranının 0.8 puan, üçüncü çeyrek oranının da 0.5 puan iyileşme göstermesi, yani toplamda 1.3 puanı bulan bu iyileşme, yıllık GSYH'ye 0.4 puan etki etti ve yılı yüzde 2,9 büyüme ile kapatmış olduk.

11/01/2016 tarihinde yayınlanan Orta Vadeli Plan 2016-2018’de, 2016 yılı için öngörülen büyüme tahmini yıllık yüzde 4’den yüzde 4,50’ye revize edilmişti. Sonrasında, 04/10/2016’da ise bu sefer görüldü ki bunun gerçekleşmesi mümkün değil, bu sefer büyüme oranı yüzde 3,2’ye düşürülerek revize edildi. Buna rağmen büyüme beklentilerin çok çok altında kalarak yüzde 2,9 seviyesinde gerçekleşmiş oldu. (Büyüme oran hesabında revize yapılmamış olsaydı yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmiş olacaktı.)

6 Şubat 2016 Cumartesi

Orta Vadeli Plan 2016 - 2018

11/01/2016 tarihinde, 2016-2018 yıllarına ilişkin revize Orta Vadeli Plan yayınlandı. İş yoğunluğumdan dolayı yayınlanan OVP'yi değerlendirme fırsatı bulamamıştım.

Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan, Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen, Türkiye'nin 3 yıllık yol haritasını birkaç cümleyle özetlersek; makroekonomik istikrarın korunduğu, cari açığın ve enflasyonun aşamalı olarak düşürüldüğü bir ortamda temel olarak yapısal reformlar yoluyla büyümenin artırılması ve daha kapsayıcı hale getirilmesi hedeflenmiştir. 

Bu hedef çerçevesinde, yapısal reformların hayata geçirilmesine kararlılıkla devam edileceği ve büyüme stratejisi açısından büyük öneme sahip olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Onuncu Kalkınma Planında yer alan ve daha önce kamuoyuyla paylaşılan 25 Öncelikli Dönüşüm Programının uygulanmasının etkin bir şekilde takip edileceği vurgulanmıştır. 

Programın makroekonomik çerçevesi oluşturulurken; dönem içerisinde, belirsizlik ortamının azalacağı, küresel büyümenin tedrici olarak artacağı, ticaret ortaklarının ılımlı büyüyeceği, finansal piyasalardaki dalgalanmaların ve jeopolitik risklerin azalacağı, Fed’in faiz artırımlarının tedrici olacağı ve bu kararların ekonomi üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı, büyümenin finansmanında yurt içi tasarruflarla birlikte yabancı sermaye girişinin belirli bir katkıyı sağlayacağı, dış ticaret hadlerinde göreli bir iyileşme olacağı varsayılmıştır.

·         Geçen yıl yayınlanan Orta Vadeli Program'da (OVP), 2015 için öngörülen  yıllık %3'lük büyüme rakamı, yeni OVP'de yıllık % 4’e çekilmiştir. 2016 yılı için büyüme yıllık % 4'ten  % 4,5’e revize edilirken, söz konusu rakam 2017 yılı için % 5,0 (önceki 4,5%), 2018 için de % 5 olarak tahmin edilmiştir.

·         Önceki OVP'de bu yıl sonu için yıllık %7,6 olarak beklenen TÜFE tahmini,  yıllık %8,8'e, 2016 için yıllık %6,5'tan  yıllık %7,5’a, 2017 için ise yıllık %5,5'ten  %6,0'a çıkarılmıştır. 2018'de de TÜFE için %5 tahmini aynı bırakılmıştır.

·         Merkezi yönetim bütçe açığının, 2015’de GSYH’nin %1,2 (önceki %1,3), 2016’da %1,3 (önceki %0,7), 2017’de %1,0 (önceki %0,6) , 2018’de ise %0,8 olması beklenirken (önceki %0,4), FDF (faiz dışı fazla)’nin, 2015’de GSYH’nin %1,5 (önceki %1,5), 2016’da %1,2  (önceki %1,8), 2017’de %1,4 (önceki %1,9) ve 2018’de %1.4 (önceki %2,0) olması beklenmektedir.


·         AB tanımlı kamu borç stoğunun, 2015’de GSYH’nin %32,6’a (önceki %34), 2016’da %31,7’e (önceki %32,8), 2017’de %30,5’e (önceki %31,3) ve 2018’de %29,5’e (önceki %30) gerilemesi beklenmektedir.

      Özetle; yüksek büyüme amaçlanırken, maliye politikası gevşetiliyor. Enflasyon konusunda daha gerçekçi hedefler belirlenmiş olması olumlu. Ancak, makroekonomik çerçeveye ilişkin varsayımlar, gerçekçi olmadığı kadar oldukça iyimser. Jeopolitik risklerin uzun sürmemesi ve olumlu bir küresel konjonktür halinde OVP'deki büyüme hedeflerine yaklaşılması mümkün olabilir. Fakat büyüme performansının zayıflaması halinde bütçe hedeflerinin de gerçekleşmesi pek de kolay gözükmüyor. 

8 Mayıs 2015 Cuma

GSYH Hesaplamasında Sektörel Veriler

Tüik, gayri safi yurtiçi hasılayı hesaplarken birçok kalemin değerini tahmin eder. Bu kalemler sektörel bazlı olup, detayları aşağıdaki gibidir. Hesaplanan yurtiçi hasıla rakamları bir önceki senenin rakamlarıyla karşılaştırılıp yüzde değişimlerine bakılır. Tüik’in açıklamış olduğu Ekonomik büyüme oranı bu şekilde ortaya çıkmaktadır.  

GSYH içindeki sektörlerin ağırlıkları birbirinden farklıdır. Örneğin, 2014 GSYH içindeki ağırlığı en yüksek kalem  24,2% ile İmalat Sanayi’dir. Yani ekonomideki büyüme rakamının (GSYH) 24,2%’lik kaynağı İmalat Sanayi’nin büyümesinden gelmektedir. Yani, İmalat Sanayi’ndeki %10’luk bir büyüme, GSHY’ya +2,4% puan katkıda bulunmaktadır. GSYH içindeki sektörlerin paylarını aşağıdaki tablodan inceleyebiliriz.

Son iki yıla baktığımızda GSYH içindeki 71%’lik pay 5 kalemden gelmektedir. Bunlar; İmalat Sanayi, Finans ve Sigorta Faaliyetleri, Toptan ve Perakende Ticaret, Ulaştırma ve Depolama ve Tarım,Omancılık, Balıkçılık kalemleridir. Bu kalemlerde yaşanan artışlar, ağırlıkları nispetinde GSYH oranlarını etkilemektedir.

20 Nisan 2015 Pazartesi

Büyüme Nedir? Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Nedir?



- Türkiye Büyüdü !
- Ekonomi Büyüdü !
- Büyüyen bir ekonomimiz var !
- Dünya yerinde saydı, biz büyüdük !
- Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 19. Ekonomisi !
- 2014 yılında büyüme 2,9% olarak açıklandı !

Başta siyasetçiler olmak üzere medyanın sık sık dile getirdiği yukardaki söylemlere o kadar aşinayız ki… Neredeyse hergün duymak mümkün. Ancak sokaktaki vatandaş, büyüme’nin ne anlama geldiğini bilmiyor. Ekonomistlerin en sık karşılaştığı sorulardan bir tanesi; Büyüme Nedir?, Büyüme Nasıl Hesaplanır? sorusudur. Merak edenler için büyüme derken neyin kastedildiğini ve nasıl hesaplandığını biraz açıklayalım.

Ekonomik büyüme derken genelde kastedilen oran; ülkenin gayri safi yurtiçi hasıla’daki artış oranıdır. Küçülme ise, ülkenin gayri safi yurtiçi hasıla’daki azalış oranıdır. GSYH üç farklı yöntemle hesaplanabilmektedir. Bunlar; üretim yöntemi, harcama yöntemi ve gelir yöntemidir. Türkiye’de GSYH hesaplamalarında üretim yöntemi esas alınmaktadır. Peki nedir bu GSYH?

Ekonomik büyüme yani Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, bir ekonomide yerleşik olan üretici birimlerin belli bir dönemde, yurtiçi faaliyetleri sonucu yaratmış oldukları tüm mal ve hizmetlerin değerleri toplamından bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan girdiler toplamının düşülmesi sonucu elde edilen değerdir. Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasıla istatistikleri sadece Türkiye İstatistik Kurumu tarafından derlenmektedir. Üçer aylık dönemler itibariyle hesaplanmaktadır.

Bu yazıda, GSYH hesaplanmasında kullanılan üretim yöntemi ve harcamalar yönteminden bahsedeceğiz.

25 Ekim 2014 Cumartesi

Orta Vadeli Plan’da Öncelik Enflasyonla Mücadele...

Orta Vadeli Program 2015-2017 Özeti

2015-2017 Orta Vadeli Planı (OVP)’nın açıklanmasıyla birlikte hükümetin 2014 ve sonraki 3 yıllık dönem için tahminleri belirlendi.

Bu sene açıklanan yeni OVP’de öncelik enflasyonla mücadeleye verilmiş durumda. Yapısal reformlara hız verilerek sıkı para ve mali politikalara devam edileceği, bu sayede cari açığın azaltılarak büyümede kademeli artışın sağlanacağı belirtilmiştir.

Enflasyon beklentisi yukarı yönlü revize edildi,
2014 yıl sonu enflasyon beklentisi %9.4 olarak revize edildi. Enflasyonun yüksek seyrinde, TL’nin değer kaybı ve gıda fiyatlarındaki artışın belirleyici olduğu not edildi. 2015 beklentisi ise, %6.3 seviyesinde.

Cari Açık’da iyileşme var,
Cari Açık / GSYH oranının bu yıl %5.7’e gerileyeceği öngörülmekle birlikte, (önceki OVP’de %7,9) 2015 yılında da %5.4’e düşmesi bekleniyor.

Büyüme tahminleri geriledi,
2014 büyüme tahmini %3.3 seviyesinde. (önceki OVP’de %4)
2015 büyümesi %4 seviyesinde. (önceki OVP’de %5)

2015’te büyümeye dış talep katkısı beklenmezken; kamu katkısının azalacağı ve özel kesiminin payının artacağı öngörülmektedir.

21 Haziran 2014 Cumartesi

Türkiye'nin Yıllar İtibariyle İthalat ve İhracatı

Son dönemde Irak’da yaşanan sıkıntıların, ihracat tarafındaki Türkiye’ye yansımalarını yakın zamanda görüyor olacağız. Hafızamızı tazelemek adına Türkiye’nin yıllar itibariyle ihracat ve ithalat göstergelerini tekrar gözden geçirmekte fayda olduğunu düşünüyorum.

Aşağıdaki tabloda Türkiye’nin yıllar itibariyle İhracatının hangi ülkere yapıldığı ve toplam ihracat içindeki payları listelenmiş durumda. 2000 yılından bu yana, Almanya en büyük ihracat pazarımız olmayı sürdürüyor. Ancak 2000’li yıllarda %18,6 olan ihracat payı 2014 Nisan ayı itibariyle %9,4’e gerilemiş durumda. İhracat pazarlarımızın yıllar itibariyle çeşitleniyor olması, ilgili ülkelerde yaşanacak ticari risklerden korunmamız açısından büyük önem taşıyor. 

10 Aralık 2013 Salı

Günün Öne Çıkan Başlıkları 10/12/2013



Türkiye GSYH 3.Çeyrek büyümesi %4,4 olarak açıklandı.

Bugün sakin seyreden BIST 100 endeksi günü hafif ekside 74.118 puan seviyesinden kapattı. Fed verisi sonrası piyasalara yansıyan olumlu rüzgarlar sonrasında Cuma ve Pazartesi günkü işlemlerde toplamda %3,1 oranında değer kazanan BIST 100, %4,4 ile beklenenden yüksek açıklanan 3.çeyrek çeyrek büyüme oranına rağmen günü neredeyse hafif ekside kapattı. (Büyüme beklentisi: %4,2) Büyüme verisi sonrasında gösterge tahvilin faizi %9,02’ye, dolar/TL paritesi de 2,024 seviyelerine kadar gerilemiş durumda.

EUR/USD paritesi 1,3750 seviyelerini aşmış durumda.

Altının onsu %2’nin üzerinde artış kaydederek 1264 dolar seviyesine ulaşmış durumda. Brent petrol ise, 109 dolar seviyesinde.

ABD 10 yıl vadeli hazine tahvilinin faizi %2,81 seviyesinden işlem görüyor.

JP Morgan: Türkiye GSYH verisinde sürpriz yok.

Bugün %4,4 olarak açıkanan 3.çeyrek büyümesi değerlendiren JP Morgan, Merkez Bankası’nın da uyguladığı sıkı para polikası sonrasında kredilerdeki büyümenin yavaşlamaya başlayarak, iç talebin önümüzdeki dönemde daha da ivme kaybedeceğini beklediklerini ifade etti. JP Morgan’ın büyüme beklentisi 2013’te %3,8, 2014’te %3,0 seviyesinde olacağı yönünde.

Cari Açık yükseliyor, rahatsızlık artıyor.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bugün yaptığı açıklamada, cari açık sorununun önemine işaret ederek, makro finansal istikrarı korumak adına cari açığı kontrol edilebilir seviyelerde tutmanın şart olduğunu ifade etti. Küresel ekonomideki zayıf büyüme, AB’deki resesyon, yüksek seyreden petrol fiyatlarının cari açığın yükselmesinde oldukça etkili olduğu söyledi. Bu açıklamadan anladığımız kadarıyla, 2014 yılı sıkı para politikasının olabildiğince artacağı bir yıl olacağı, belki 2011 senesinde gördüğümüz kredi büyüme sınırının tekrar gündeme geleceği bir yıl olacak.

IMF Başkanı: Kriz henüz sona ermedi.

IMF Başkanı Christine Lagarde, Euro bölgesi krizi ile ilgili sorunların henüz çözülmediğini söylerken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) deflasyon riskini ortadan kaldırmak adına büyümeyi destekleyici adımların atılarak özellikle küçük işletmelerin desteklenmesi gerektiğini belirtti. Euro Bölgesi işsizlik oranının %12 seviyesinde olduğu bir ortamda krizin henüz sona ermiş olmadığını belirtti.

İtalya ekonomisi 3.çeyrekte %1,8 daraldı.

İngiltere sanayi üretimi beklentilere paralel %0,4 artış gösterdi.

Yunanistan’da sanayi üretimindeki gerileme devam ediyor. Ekim ayı sanayi üretimi %5,2’lik düşüş kaydetti. Eylül ayında %1,3 gerilemişti.

9 Ekim 2013 Çarşamba

İşsizlik Artışı Kaçınılmaz Olacak

Bundan tam 1 sene önce dikkat çektiğim işsizlik konusunda 23 Ağustos 2012 tarihli yazımın başlığı “İşsizlik Oranında Artış Yaşanabilir !” idi.

Değerlendirmeyi aynen buraya aktarıyorum.

“Büyüme oranları, 2011’den beri azalan bir trend izlerken, durma noktasına gelen İşsizlik Oranlarındaki azalış, önümüzdeki dönemde yerini yükselişe bırakacak gibi gözüküyor. Böyle bir durumda çift haneli rakamlar tekrar görülebilir.

Son 1 yıllık süreçte çift haneli rakamları henüz görmedik ancak İşsizlik oranı her geçen dönem biraz daha artış gösteriyor. Haziran 2013 itibariyle Mevsim etkilerinden arındırılmış İşsizlik Oranı %9,70 seviyesine ulaşmış durumda.


Hem OVP hem de IMF raporlarında Büyüme oranlarının aşağı yönlü revize edilmesi göz önüne alındığında önümüzdeki dönemde İşsizlik oranlarındaki artışın devam edeceğini şimdiden söyleyebiliriz. 

-İşsizlik Artış Oranı ile Büyüme Oranı Karşılaştırma-

-İşsizlik Oranı ile Büyüme Oranı Karşılaştırma-

8 Ekim 2013 Salı

Orta Vadeli Program 2014-2016 (Özet)



Orta Vadeli Programın Temel Öncelikleri

- Cari açığı azaltmak,
- Yurtiçi tasarrufları artırmak
- Mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek
- Ekonominin verimlilik düzeyini yükseltmek
- Enflasyonu düşürmek,
- Kamu maliyesinde güçlü duruşu sürdürmek,
- Büyüme ve istihdamı artırmaktır,


Orta Vadeli Program 2014-2016


Orta Vadeli Programın Temel Öncelikleri

- Cari açığı azaltmak,
- Yurtiçi tasarrufları artırmak
- Mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek
- Ekonominin verimlilik düzeyini yükseltmek
- Enflasyonu düşürmek,
- Kamu maliyesinde güçlü duruşu sürdürmek,
- Büyüme ve istihdamı artırmaktır,




Makroekonomik Politikalar ve Yapısal Konular

1) Para, finansal sektör, maliye ve gelirler politikaları eşgüdüm içerisinde yürütülecektir.

2) Kamu maliyesi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımlar korunacak ve güçlü duruş sürdürülecektir.

3) Yurtiçi tasarrufların artmasına destek verecek yapısal ve makro ihtiyati tedbirler alınacaktır.

4) Ekonominin enerji yoğunluğunu azaltmak üzere enerji verimliliği çalışmalarına devam edilecektir.

5) Elektrik üretiminde yerli kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasına ağırlık verilecek, nükleer güç santrali yatırımları aksatılmadan sürdürülecek, santral rehabilitasyonları gerçekleştirilerek yerli kaynaklara dayalı enerji üretimi artırılacaktır.

6) Yurtiçi ve yurtdışında petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri hızlandırılacak, linyit kömürü ve jeotermal gibi yerli kaynakların arama ve üretim faaliyetleri azami seviyeye çıkarılacaktır. Kaya gazı ve diğer yeni teknolojilere yönelik kapsamlı araştırma faaliyetleri yürütülecektir.

7) Önemli üretim ve tüketim bölgelerinde bölgesel ve küresel ihtiyaçlara cevap verebilecek, ülkemizin ana ihracat sektörlerinin rekabet gücünü destekleyecek lojistik merkezler oluşturulacaktır.

8) Dış ticareti kolaylaştırarak ülkemizin ihracat hedeflerine ulaşmasını sağlamak amacıyla büyük ölçekli liman kapasitesi oluşturulacak, limanların demiryolu ve karayolu bağlantıları tamamlanacaktır.

9) Turizm sektöründe hizmet kalitesini artıran, pazarlama kanallarını çeşitlendirerek üst gelir gruplarını hedef alan, karşılaştırmalı rekabet üstünlüğüne uygun turizm çeşitlerini öne çıkaran bir yapı oluşturulacaktır.

10) Başta imalat sanayinde olmak üzere yeni yatırımların gerçekleştirilmesini, ihracatın artırılmasını ve teknolojik gelişmeyi amaçlayan mevcut teşvik politikaları etkin şekilde sürdürülecektir. Uygulama sonuçları ve sektörel gelişmeler yakından takip edilerek, ihtiyaç duyulan alanlarda yatırım teşvik sisteminde gerekli revizyon yapılacaktır.

11) Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) kapsamında; ihracata dönük üretimde daha etkin ve düşük maliyetli girdi tedarikine, üretim ve ihracatın ara malı ithalatına bağımlılığının azaltılmasına ve bu suretle ihracatta sürdürülebilir rekabet gücüne katkı sağlanmasına yönelik eylemler hayata geçirilecektir.

12) Ar-Ge tabanlı, yenilikçi ve yüksek katma değer yaratan üretim desteklenecektir. Bu doğrultuda, Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri özel sektör odaklı olacak şekilde artırılacak, elde edilecek çıktıların ticarileştirme ve markalaşma süreçleri hızlandırılacaktır.

13) KOBİ’lerin Ar-Ge, yenilik ve ihracat yapabilme kapasiteleri geliştirilerek uluslararasılaşma düzeyleri artırılacaktır. KOBİ’lerin markalaşmaları,  kurumsallaşmaları ve yenilikçi iş modelleri geliştirmeleri sağlanacaktır.

14) Kamu Ar-Ge harcamalarının tahsisinde, özel kesim yatırımlarının yüksek dış ticaret açığı verdiğimiz sanayi kollarında üretime yönlendirilmesine öncelik verilecektir.

15) Piyasaların ve rekabet ortamının iyi işlemesi, fikri mülkiyet haklarının korunması, iş ve yatırım ortamının cazip ve öngörülebilir hale gelmesi desteklenerek yerli ve uluslararası doğrudan yatırımların artırılması sağlanacaktır. İş ve yatırım ortamının geliştirilmesi kapsamındaki çalışmalar ortak sorun alanlarına odaklı, daha etkin ve sonuç alıcı bir biçimde sürdürülecektir.

16) Yatırımcılara uygun nitelikte yatırım yeri tahsisi yapabilmek için yeterli arsa üretimi sağlanacak, hazine arazileri başta olmak üzere yatırıma elverişli arazilerin envanteri çıkarılacak ve tahsis süreçleri etkinleştirilecektir.

17) İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik yaklaşımın bölgesel düzeyde yaygınlaştırılması, geliştirilmesi ve yatırımcının yerel düzeyde desteklenmesi sağlanacaktır.

18) Eğitim sisteminde, bireylerin kişilik ve kabiliyetlerini geliştiren, hayat boyu öğrenme yaklaşımı çerçevesinde işgücü piyasasıyla uyumunu güçlendiren, fırsat eşitliğine dayalı, kalite odaklı dönüşüm sürdürülecektir.

19) Bireylere işgücü piyasasının talepleriyle uyumlu temel ve mesleki beceriler kazandırılacak, iş-aile yaşamı uyumlu hale getirilecek ve aktif işgücü politikaları etki analizlerine dayalı olarak uygulanacaktır.

20) Etkin ve bütüncül bir istihdam politikası izlenerek; kadın, genç ve engelliler başta olmak üzere, işgücüne katılım ve istihdam oranları artırılmaya devam edilecektir.

21) Kayıtdışılıkla etkin bir şekilde mücadele edilecektir. Bu kapsamda; denetim kapasitesi artırılacak ve etkinleştirilecek, idarelerin uygulama kapasitesi ve bilişim altyapısı geliştirilecek, kaçakçılıkla mücadele, kurumlar arası işbirliği ile veri paylaşımı artırılacak ve toplumsal farkındalık yaygınlaştırılacaktır.

22) İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olmasına yönelik çalışmalar hızlandırılacaktır.

23) Yurtiçi tahvil piyasalarının geliştirilmesi amacıyla çalışmalara devam edilecektir.

24) Mali piyasaların sağlıklı işlemesine, finansal ürün çeşitliliği karşısında bireylerin bilinçli kararlar almasına ve yurtiçi tasarrufların artmasına katkı sağlayan finansal eğitim yaygınlaştırılacaktır.

25) Finans piyasalarına ilişkin uyuşmazlıkların süratli ve etkin bir şekilde çözümüne yönelik düzenleme yapılacak ve uygulama güçlendirilecektir.

26) Girişim sermayesi, bireysel katılım sermayesi, kredi garanti fonu, mikro kredi uygulamaları ve sermaye piyasası imkânları geliştirilerek, KOBİ ve girişimcilerin finansmana erişimi kolaylaştırılacaktır.

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.