Sayfalar

Bu Blogda Ara

eur/usd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eur/usd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2013 Salı

Günün Öne Çıkan Başlıkları 09/12/2013



Küresel piyasalar Cuma günü gelen ABD istihdam verisi sonrasında yükselişini sürdürmeye devam ediyor. BIST 100 günü %1,16 artışla 72.232 puan seviyesinde tamamladı. Beklenenden yüksek açıklanan veriler, gelişmekte olan piyasalarda öngörülemeyen artışlara neden oluyor. Özellikle son dönemde ABD tarafından gelen her olumlu haber, gelişmek olan Türkiye gibi piyasalara olumsuz yansımaktaydı. Ancak Cuma gününden itibaren rüzgar tersine esmekte. BIST 100 yükselişine devam ediyor. Özellikle de EUR/USD paritesi tarafında devam eden kur savaşlarının bu yükselişte katkısı oldukça yüksek. 

Kurumsal kaynaklı alımlar etkili.

EUR/USD paritesi 1,37 seviyelerini aşmış durumda. Dolar/TL, parite etkisiyle bir miktar aşağıya gelsede Merkez Bankası’nın döviz satışlarına rağmen 2,03 seviyesinde tutunmaya devam ediyor. Kurumsal kaynaklı alımların bunda etkisi de oldukça yüksek. Gösterge tahvil bileşik faizi de %9,12’ye gerilemiş durumda.

Altının onsu 1236 dolara seviyelerine yükselirken, brent petrol 110 dolara gerilemiş durumda.

Sanayi üretimi Ekim ayında beklentilerin aksine yıllık %0,5 düşüş gösterdi. (Beklenti %2,0 artış olacağı yönündeydi.)

Kredilerdeki hızlı yükseliş devam ediyor.

Bankacılık sektöründe toplam kredilar Kasım sonu itibariyle 1,26 milyar TL’ye yükseldi. 2011 yıl sonunda 693,2 milyar TL, 2012 yıl sonunda 805,7 milyar TL seviyesindeydi.

Piyasalar ABD Merkez Bankası FED’den 17-18 Aralık’taki toplantısından gelecek karara odaklanmış durumda.

ABD 10 yıl vadeli hazine tahvilinin faizi %2,84 seviyesinden işlem görüyor.

St.Louis Fed Başkanı; istihdam verisi sonrası FED’in tahvil alımlarının azaltılması ihtimalinin de arttığını belirtti. Tahvil alımlarında azaltılmaya gidilmesi halinde enflasyonun da hesaba katılarak ihtiyatlı ilerlenmesi gerektiğini kaydeden başkan, 2014 yılının ilk yarısında enflasyonun takip edileceğini, hedeflenen enflasyon seviyesine çıkılmadığı takdirde tahvil alımlarının azaltılma sürecinin ötelenebileceğini belirtti.

Euro Bölgesi'nden olumsuz veriler gelmeye devam ediyor.

Almanya’nın Ekim ayında ithalatı %2,9 artarken, ihracatı sadece %0,2 yükseldi.

Almanya’da Ekim ayı sanayi üretimi %1,2 düşüş gösterdi. (Beklenti: %0,7 artış.)

Euro Bölgesi’nde Aralık ayı için yatırımcı güven endeksi  geçen aya göre 9,3’ten %8,0’e geriledi. (Beklenti 10,0 çıkacağı yönündeydi.)

Japonya 2013 3.çeyrek için GSYH artış oranını %1,9’dan %1,1’e revize etti

Yunanistan Parlamentosu, 2014 yılı bütçesini onayladı. Bütçe, altı yıllık resesyon sonrasında büyümeye dönüleceği öngörülüyor.

Çin’de işler iyiye mi gidiyor?

Geçtiğimiz günderde Çin’den gelen düşük PMI verileri sonrası açıklanan veriler büyüme açısından olumlu sinyaller veriyor.

Çin’de üretici fiyatları Kasım ayında geçen yılın aynı dönemine göre %1,4 geriledi. (Beklenti: -%1,5) Kasım ayında son 5 yılın en yüksek ticaret fazlasını veren Çin’in Kasım ayındaki ticaret fazlası 33,8 milyar dolar. (Beklenti 21,7 milyar dolar) İhracat, geçen yılın aynı dönemine göre %12,7 artış gösterirken (Beklenti %7,0) ithalat, yüzde %5,3 ile beklentilerin altında artış kaydetti. (Beklenti: %7,0)

Çin’de Kasım ayı enflasyon oranı geçen yılın aynı dönemine göre %3 artış göstererek beklentilerin altında kaldı. (Beklenti %3,1)

7 Ekim 2013 Pazartesi

FED Tahvil Alımı'na Devam Dedi !

Amerikan Merkez Bankası (FED) sürpriz yaparak beklentilerin aksine tahvil alımlarında azaltıma gitmezken politika duruşunu da olabildiğince güvercinvari tuttu. FED’in 2015-2016 yıllarına
ilişkin tahminleri de göreceli olarak yumuşak kaldı.

Son dönemde gerek tahvil gerekse de mortgage faizlerinde meydana gelen yükseliş ve mali
politikalara ilişkin belirsizlikler nedeniyle ekonomik büyümenin olumsuz etkilendiğine işaret çekilirken tahvil alımlarının azaltılması için gerekli ortamın henüz tesis edilmediği vurgusu yapıldı. Başkan Bernanke yaptığı basın toplantısında tahvil alımlarında azaltıma yıl sonuna doğru başlanabileceğine dikkat çekse de ne zaman sonlandırılacağı hususunda kafalarında net bir tarih olmadığını belirtip ekonomik verileri izlemeye devam edeceklerini vurguladı.

Bu kararlar küresel mali piyasalarca oldukça olumlu karşılandı. FED’in 22 Mayıs’ta yaptığı çıkış stratejisini devreye sokabileceği açıklamasının ardından ciddi anlamda satış baskısına maruz kalan gelişmekte olan piyasalardaki etkisi ise daha da olumlu oldu. Birçok gelişmekte olan ülke parasında ciddi oranlarda değerlenme, hisse senetlerinde ise yüksek oranlarda artışlar gözlemlendi. Risk primleri aşağı gelirken küresel bazda risk iştihanın arttığı bir ortam oluşmuştur.
İlk olarak karar mali piyasaları gardı düşük bir şekilde yakaladı. Beklentiler dışında kalan bu kararı kesinlikle olumlu olarak yorumlamalıyız. İlk tepki de bu şekilde oldu. Coşkulu gelen ilk tepkinin ardından iyimserliğin beklendiği gibi kademeli bir şekilde ivme kaybettiği gözlemlendi.


Karar gelişmekte olan mali piyasalarda daha fazla olumlu etki doğuracaktır. Zira, FED’in çıkış stratejisini gündeme getirmesi de gelişmekte olan piyasalarda daha fazla negatif tepki yaratmıştı. Ancak, büyük resme baktığımız zaman, kısa vadeli tepkiyi bir kenara bırakırsak, FED’in bol ve ucuz para politikasından çıkış kararını gündeminden çıkarmadığını, sadece ertelediğini söylememiz gerekiyor. Bu nedenle, piyasalarda kısa vadede yaşanacak coşkulu havanın kalıcı bir durum almasını beklemek doğru olmayacaktır.

Kararı, FED’in piyasalara hazırlanması için biraz daha zaman tanıdığı şeklinde yorumlamak daha doğru olacaktır. Konuya bu çerçeveden bakıldığında FED kararı sonrasında ortaya çıkan piyasa hareketlerini, riskli pozisyonlardan kurtulmak, açık pozisyonları kapamak adına iyi bir fırsat olarak değerlendirmek daha uygun olacaktır.

Türkiye ekonomisi, yüksek cari işlemler açığı ve dış borçlanma ihtiyacı nedeniyle FED’in kararına oldukça duyarlıydı. Genel makro ekonomik durumu birçok gelişmekte olan ekonomiye göre daha olumlu olmasına rağmen, sırf bu zayıflığı nedeniyle 22 Mayıs’tan sonraki süreçte ciddi bir satış baskısına maruz kalmış ve değer kayıpları liginde ilk sıralarda yer edinmişti. FED’in bu kararı, Türk mali piyasalarını satış baskısına maruz bırakan sebepleri bir süreliğine de olsa gündemden çıkardı.

FED’in kararını sadece erteleme olarak görmek gerekir. Bu nedenle de Türk Lirası’ndaki değer kazancı, pozisyon kapama fırsatı olarak değerlendirilmelidir.

22 Temmuz 2012 Pazar

%51 İhtimalle Parasal Genişlemeye Doğru

Geçtiğimiz hafta, FED Başkanı Bernanke’nin Senato’da yaptığı yılın ilk yarısının değerlendiren sunumu öncesinde küresel mali piyasalar yeni bir parasal destek paketini fiyatlamaya başlamıştı. Bu nedenle piyasalara bir miktar iyimserlik hakimdi. Ancak, Senato’nun bu tarz teşvik paketlerine karşı olduğu biliniyor. Zaten Bernanke’nin Senato ve Kongre’de yaptığı önceki sunumlarda yeni bir parasal genişlemeye gitme yönünde herhangi bir işaret vermediği de ortadaydı. Dolayısıyla bu konuşmaya çok fazla bel bağlanmaması gerektiği konusunda herkes hemfikirdi. Bu yüzden Bernanke’nin tüm opsiyonların masada olduğunu belirteceği ancak somut bir parasal genişleme açıklaması yapmayacağını tahmin etmek zor olmadı.

ABD’den gelen zayıf perakende satış verisi ve IMF’nin ekonomik büyümeye ilişkin olumsuz tahminleri sonrasında bu parasal genişleme ihtimalinin daha da arttığını söyleyebiliriz aslında. Yeni bir parasal genişleme sinyali ABD Doları’nı zayıflatıp risk iştahını artıracak ve bu sayede diğer finansal enstrümanların getirisini destekleyecektir. Bu yüzden geçtiğimiz hafta piyasalarda benzer yönde bir hareket gözlemledik. EURUSD paritesi 1.2310 ile son bir haftanın en yüksek düzeyine ulaşırken emtialar, hisse senetleri ve gelişmekte olan ülke para birimleri de hatırı sayılır bir oranda değer kazandı.

(FED) Başkanı Bernanke’nin uzun konuşmasının büyük bir bölümü piyasalarda hayal kırıklığına neden oldu zira merakla beklenen parasal genişleme hakkında ipucu dahi vermedi. Sadece her zaman dile getirdiği “tüm opsiyonlar masanın üzerinde” ifadesini kullanarak umut vermeye devam etmiş oldu. Bu nedenle de konuşması sonrasında piyasalar satış baskısına maruz kaldı. Mesela, 1.2300’e yakın seviyelerden işlem gören EURUSD paritesi hızlı bir şekilde 1.2200’nin altına geriledi. Hisse senedi piyasaları, emtialar ve para birimleri de benzer bir tepki gösterdi.

Sunumun sonlarına doğru yapılan soru-cevap bölümünde ise aşağıdaki başlıklar ön plana çıkmış oldu;
a) Yüksek enflasyon hedeflenmesi, 
b) İskonto faizlerinin indirilmesi, 
c) Düşük oranda faiz taahhüdünün uzatılması, 
d) Devlet ya da Mortgage cinsi tahvil alımı, 
e) FED’e park eden paraya düşük faiz ödenmesi,
Bunların hiçbirisi yeni olmasa da Bernanke’nin parasal destek anlamına gelebilecek ifadeler kullanması mali piyasalardaki satışların önemli bir kısmının geri alınmasına yardımcı oldu. 1.2200’nin altına gerileyen EURUSD kısa sürede yeniden 1.2300 seviyesine yaklaştı.

Bernanke’nin mali piyasaların beklentilerini tam anlamıyla karşılayamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Seçimler yaklaşırken FED’in oyuna fazlasıyla dahil olup ekonomiyi desteklemesine Cumhuriyetçiler tarafından şiddetle karşı çıkılıyor. Bu kapsamda, Bernanke’nin ikinci gün yaptığı sunum daha da önemliydi zira Meclis’te Cumhuriyetçiler daha çoğunlukta...

Almanya Başbakanı Merkel’in Euro’nun zor durumda olduğu ve henüz kapsamlı bir çözüm önerisi bulunamadığına ilişkin itirafına rağmen bir yandan ABD’de gelen güçlü şirket bilançoları, diğer yandan merkez bankalarından beklenen parasal destekleme adımları piyasaları olumluda tutmaya yetiyor. ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke Para Politikası Komitesi’nde yaptığı açıklamada önceki güne ilave olarak yeni bir sinyal vermese de tüm opsiyonların masada olduğunu yineleyerek piyasaları dengede tutmayı başardı.

Son söz;
EURUSD paritesinde 1.2330-1.2350 seviyesi yukarı yönde kırılamadıkça 1.2150’ye doğru bir hareketin yinelenme ihtimali artıyor.


FinansTeknik.com
Finans Teknik.com

18 Mart 2012 Pazar

Parasal Genişlemede Sona Yaklaşıldı


FED, 25 Ocak'ta mali piyasaların seyri, istihdam piyasasındaki gelişmeler ve ekonomik faaliyetlerin düzeyi hususlarında temkinli yorumlarda bulunmuş ve faizlerin mevcut sıfır seviyesinde tutulması için zaman aralığını 2014 sonuna kadar uzatmıştı. Toplantı sonrası Bernanke yaptığı açıklamada "üçüncü bir parasal genişlemenin" masada olduğu ifade edilerek parasal genişlemenin süreceğinin işaretini vermişti. Bu gelişme sonrasında mali piyasalarda ciddi bir iyimserlik yaşanmıştı.

Bu hafta yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına kadar geçen zaman diliminde ABD'den gelen güçlü ekonomik veriler ve FOMC'nin birçok üyesinin ciddi muhalefeti ile yeni bir parasal genişleme ihtimali oldukça azalmış oldu. Bu zaten bir süredir piyasalarda negatif etkide bulunuyordu.

FED ise üç küçük ancak önemli görüş değişikliğine gitti:
a) Mali piyasalardaki sıkıntının her geçen gün daha da hafiflediği,
b) Sabit yatırımlarda ve Hane halkı harcamalarında artışın devam ettiği;
c) İşgücü piyasasındaki durumun daha da iyileşmesi ve işsizlik oranlarında belirgin bir düşüş olduğu;

Bu görüş değişiklikleri ekonomiyi desteklemek adına yeni bir programa ihtiyaç kalmadığı anlamına geliyor. Zaten, son dönemde Bernanke de bu ihtimali dile getirmekten imtina ediyordu. Piyasalar hemen bu gelişmeye tepki vermiş oldu. Yeni bir parasal genişlemeye gerek duyulmadığı algılamasının güç kazanması güvenli liman statüsünde olan Amerikan ve Alman tahvillerinde sert satışlara neden oldu. Amerikan 10 yıllık tahvil faizleri %10’lara varan artışlar kaydederek %2.35 seviyesine kadar yükseldi FED’in yeni bir parasal genişlemeye gitmeyeceği söylemi ABD Doları’nı değerlendirmiş oldu.

Henüz enflasyonla ilgili negatif bir sinyal alınmadığı da göz önüne alınırsa FED'in son dönemdeki duruş değişikliğini bir dönüm noktası olarak nitelendirmek doğru olmayabilir bu nedenle FED'in mevcut gevşek duruşunu uzunca bir süre daha sürdürme ihtimali yüksek. Ancak şunu söyleyebiliriz ki faizlerde en düşük seviyelerin geride kalmış olma ihtimali oldukça yüksek.

Faizlerde sert yükselişlere yol açan bu hareketin FED tarafından arzulanan bir durum olmadığını, bu nedenle de kısa vadede aksi yönde bir açıklama geleceğini düşünüyorum. FED Başkanı Bernanke’nin en yakın konuşması 20 Mart tarihinde. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yapacağı açıklamaların yakından izlenmesi gerekiyor.

Toplantı sonrası üç önemli fiyatlama değişimi yaşanmış oldu;
a) Gelişmiş ülke faizlerinde sert yükseliş;
b) ABD Doları’nda değerlenme;
c) Gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert değer kaybı.

Gelişmiş ülke faizlerinde yaşanan sert yükselişler sonrası Türkiye’de de faiz eğrisinin uzun kısmında yükselişler yaşandı. Kısa taraftaki bozulma ise çok sınırlı kaldı.

Döviz kuru cephesi ise sıkıntılı bir hafta geçirdi. Özellikle 1,80 seviyelerinde kurumsal kaynaklı alımlar, sonrasında ise yurtdışı kaynaklı stop-loss niteliğindeki alımlar ile USDTRY kuru sert bir yükseliş kaydetmiş oldu. Gece saatlerinde işlem hacminin oldukça azaldığı zamanlarda USDTRY kuru 1.8140’lara varan yükselişler kaydetti. TL döviz sepeti karşısında 2.08 seviyesinin üzerine çıktı. Diğer gelişmekte olan ülke para birimleri ile karşılaştırıldığında TL’de negatif bir ayrışma olmadığını söyleyebiliriz. Bu da hareketin genel olarak ABD Doları’nın zayıflamasından kaynaklandığına işaret ediyor. FED’den gelecek parasal genişleme ihtimallerine kadar TL’nin zayıf kalacağı kanaatindeyim.


FinansTeknik.com
Finans Teknik.com

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.