FED, 25 Ocak'ta mali piyasaların seyri, istihdam piyasasındaki gelişmeler ve ekonomik faaliyetlerin düzeyi hususlarında temkinli yorumlarda bulunmuş ve faizlerin mevcut sıfır seviyesinde tutulması için zaman aralığını 2014 sonuna kadar uzatmıştı. Toplantı sonrası Bernanke yaptığı açıklamada "üçüncü bir parasal genişlemenin" masada olduğu ifade edilerek parasal genişlemenin süreceğinin işaretini vermişti. Bu gelişme sonrasında mali piyasalarda ciddi bir iyimserlik yaşanmıştı.
Bu hafta yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına kadar geçen zaman diliminde ABD'den gelen güçlü ekonomik veriler ve FOMC'nin birçok üyesinin ciddi muhalefeti ile yeni bir parasal genişleme ihtimali oldukça azalmış oldu. Bu zaten bir süredir piyasalarda negatif etkide bulunuyordu.
FED ise üç küçük ancak önemli görüş değişikliğine gitti:
a) Mali piyasalardaki sıkıntının her geçen gün daha da hafiflediği,
b) Sabit yatırımlarda ve Hane halkı harcamalarında artışın devam ettiği;
c) İşgücü piyasasındaki durumun daha da iyileşmesi ve işsizlik oranlarında belirgin bir düşüş olduğu;
Bu görüş değişiklikleri ekonomiyi desteklemek adına yeni bir programa ihtiyaç kalmadığı anlamına geliyor. Zaten, son dönemde Bernanke de bu ihtimali dile getirmekten imtina ediyordu. Piyasalar hemen bu gelişmeye tepki vermiş oldu. Yeni bir parasal genişlemeye gerek duyulmadığı algılamasının güç kazanması güvenli liman statüsünde olan Amerikan ve Alman tahvillerinde sert satışlara neden oldu. Amerikan 10 yıllık tahvil faizleri %10’lara varan artışlar kaydederek %2.35 seviyesine kadar yükseldi FED’in yeni bir parasal genişlemeye gitmeyeceği söylemi ABD Doları’nı değerlendirmiş oldu.
Henüz enflasyonla ilgili negatif bir sinyal alınmadığı da göz önüne alınırsa FED'in son dönemdeki duruş değişikliğini bir dönüm noktası olarak nitelendirmek doğru olmayabilir bu nedenle FED'in mevcut gevşek duruşunu uzunca bir süre daha sürdürme ihtimali yüksek. Ancak şunu söyleyebiliriz ki faizlerde en düşük seviyelerin geride kalmış olma ihtimali oldukça yüksek.
Faizlerde sert yükselişlere yol açan bu hareketin FED tarafından arzulanan bir durum olmadığını, bu nedenle de kısa vadede aksi yönde bir açıklama geleceğini düşünüyorum. FED Başkanı Bernanke’nin en yakın konuşması 20 Mart tarihinde. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yapacağı açıklamaların yakından izlenmesi gerekiyor.
Toplantı sonrası üç önemli fiyatlama değişimi yaşanmış oldu;
a) Gelişmiş ülke faizlerinde sert yükseliş;
b) ABD Doları’nda değerlenme;
c) Gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert değer kaybı.
Gelişmiş ülke faizlerinde yaşanan sert yükselişler sonrası Türkiye’de de faiz eğrisinin uzun kısmında yükselişler yaşandı. Kısa taraftaki bozulma ise çok sınırlı kaldı.
Döviz kuru cephesi ise sıkıntılı bir hafta geçirdi. Özellikle 1,80 seviyelerinde kurumsal kaynaklı alımlar, sonrasında ise yurtdışı kaynaklı stop-loss niteliğindeki alımlar ile USDTRY kuru sert bir yükseliş kaydetmiş oldu. Gece saatlerinde işlem hacminin oldukça azaldığı zamanlarda USDTRY kuru 1.8140’lara varan yükselişler kaydetti. TL döviz sepeti karşısında 2.08 seviyesinin üzerine çıktı. Diğer gelişmekte olan ülke para birimleri ile karşılaştırıldığında TL’de negatif bir ayrışma olmadığını söyleyebiliriz. Bu da hareketin genel olarak ABD Doları’nın zayıflamasından kaynaklandığına işaret ediyor. FED’den gelecek parasal genişleme ihtimallerine kadar TL’nin zayıf kalacağı kanaatindeyim.
Bu hafta yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına kadar geçen zaman diliminde ABD'den gelen güçlü ekonomik veriler ve FOMC'nin birçok üyesinin ciddi muhalefeti ile yeni bir parasal genişleme ihtimali oldukça azalmış oldu. Bu zaten bir süredir piyasalarda negatif etkide bulunuyordu.
FED ise üç küçük ancak önemli görüş değişikliğine gitti:
a) Mali piyasalardaki sıkıntının her geçen gün daha da hafiflediği,
b) Sabit yatırımlarda ve Hane halkı harcamalarında artışın devam ettiği;
c) İşgücü piyasasındaki durumun daha da iyileşmesi ve işsizlik oranlarında belirgin bir düşüş olduğu;
Bu görüş değişiklikleri ekonomiyi desteklemek adına yeni bir programa ihtiyaç kalmadığı anlamına geliyor. Zaten, son dönemde Bernanke de bu ihtimali dile getirmekten imtina ediyordu. Piyasalar hemen bu gelişmeye tepki vermiş oldu. Yeni bir parasal genişlemeye gerek duyulmadığı algılamasının güç kazanması güvenli liman statüsünde olan Amerikan ve Alman tahvillerinde sert satışlara neden oldu. Amerikan 10 yıllık tahvil faizleri %10’lara varan artışlar kaydederek %2.35 seviyesine kadar yükseldi FED’in yeni bir parasal genişlemeye gitmeyeceği söylemi ABD Doları’nı değerlendirmiş oldu.
Henüz enflasyonla ilgili negatif bir sinyal alınmadığı da göz önüne alınırsa FED'in son dönemdeki duruş değişikliğini bir dönüm noktası olarak nitelendirmek doğru olmayabilir bu nedenle FED'in mevcut gevşek duruşunu uzunca bir süre daha sürdürme ihtimali yüksek. Ancak şunu söyleyebiliriz ki faizlerde en düşük seviyelerin geride kalmış olma ihtimali oldukça yüksek.
Faizlerde sert yükselişlere yol açan bu hareketin FED tarafından arzulanan bir durum olmadığını, bu nedenle de kısa vadede aksi yönde bir açıklama geleceğini düşünüyorum. FED Başkanı Bernanke’nin en yakın konuşması 20 Mart tarihinde. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yapacağı açıklamaların yakından izlenmesi gerekiyor.
Toplantı sonrası üç önemli fiyatlama değişimi yaşanmış oldu;
a) Gelişmiş ülke faizlerinde sert yükseliş;
b) ABD Doları’nda değerlenme;
c) Gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert değer kaybı.
Gelişmiş ülke faizlerinde yaşanan sert yükselişler sonrası Türkiye’de de faiz eğrisinin uzun kısmında yükselişler yaşandı. Kısa taraftaki bozulma ise çok sınırlı kaldı.
Döviz kuru cephesi ise sıkıntılı bir hafta geçirdi. Özellikle 1,80 seviyelerinde kurumsal kaynaklı alımlar, sonrasında ise yurtdışı kaynaklı stop-loss niteliğindeki alımlar ile USDTRY kuru sert bir yükseliş kaydetmiş oldu. Gece saatlerinde işlem hacminin oldukça azaldığı zamanlarda USDTRY kuru 1.8140’lara varan yükselişler kaydetti. TL döviz sepeti karşısında 2.08 seviyesinin üzerine çıktı. Diğer gelişmekte olan ülke para birimleri ile karşılaştırıldığında TL’de negatif bir ayrışma olmadığını söyleyebiliriz. Bu da hareketin genel olarak ABD Doları’nın zayıflamasından kaynaklandığına işaret ediyor. FED’den gelecek parasal genişleme ihtimallerine kadar TL’nin zayıf kalacağı kanaatindeyim.
FinansTeknik.com
Finans Teknik.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder