11/01/2016 tarihinde, 2016-2018 yıllarına ilişkin revize Orta Vadeli Plan yayınlandı. İş yoğunluğumdan dolayı yayınlanan OVP'yi değerlendirme fırsatı bulamamıştım.
Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan, Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen, Türkiye'nin 3 yıllık yol haritasını birkaç cümleyle özetlersek; makroekonomik istikrarın korunduğu, cari açığın ve enflasyonun aşamalı olarak
düşürüldüğü bir ortamda temel olarak yapısal reformlar yoluyla büyümenin artırılması
ve daha kapsayıcı hale getirilmesi hedeflenmiştir.
Bu hedef çerçevesinde,
yapısal reformların hayata geçirilmesine kararlılıkla devam edileceği ve büyüme
stratejisi açısından büyük öneme sahip olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Onuncu
Kalkınma Planında yer alan ve daha önce kamuoyuyla paylaşılan 25 Öncelikli
Dönüşüm Programının uygulanmasının etkin bir şekilde takip edileceği
vurgulanmıştır.
Programın makroekonomik çerçevesi oluşturulurken; dönem
içerisinde, belirsizlik ortamının azalacağı, küresel büyümenin tedrici olarak
artacağı, ticaret ortaklarının ılımlı büyüyeceği, finansal piyasalardaki
dalgalanmaların ve jeopolitik risklerin azalacağı, Fed’in faiz artırımlarının
tedrici olacağı ve bu kararların ekonomi üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı,
büyümenin finansmanında yurt içi tasarruflarla birlikte yabancı sermaye
girişinin belirli bir katkıyı sağlayacağı, dış ticaret hadlerinde göreli bir
iyileşme olacağı varsayılmıştır.
·
Geçen yıl yayınlanan Orta Vadeli Program'da (OVP), 2015 için
öngörülen yıllık %3'lük büyüme rakamı, yeni OVP'de yıllık % 4’e
çekilmiştir. 2016 yılı için büyüme yıllık % 4'ten % 4,5’e revize
edilirken, söz konusu rakam 2017 yılı için % 5,0 (önceki 4,5%), 2018 için de %
5 olarak tahmin edilmiştir.
·
Önceki OVP'de bu yıl sonu için yıllık %7,6 olarak beklenen TÜFE
tahmini, yıllık %8,8'e, 2016 için yıllık %6,5'tan yıllık %7,5’a,
2017 için ise yıllık %5,5'ten %6,0'a çıkarılmıştır. 2018'de de TÜFE için
%5 tahmini aynı bırakılmıştır.
·
Merkezi yönetim bütçe açığının, 2015’de GSYH’nin %1,2 (önceki %1,3),
2016’da %1,3 (önceki %0,7), 2017’de %1,0 (önceki %0,6) , 2018’de ise %0,8
olması beklenirken (önceki %0,4), FDF (faiz dışı fazla)’nin, 2015’de GSYH’nin
%1,5 (önceki %1,5), 2016’da %1,2 (önceki %1,8), 2017’de %1,4 (önceki
%1,9) ve 2018’de %1.4 (önceki %2,0) olması beklenmektedir.
·
AB tanımlı kamu borç stoğunun, 2015’de GSYH’nin %32,6’a (önceki %34),
2016’da %31,7’e (önceki %32,8), 2017’de %30,5’e (önceki %31,3) ve 2018’de
%29,5’e (önceki %30) gerilemesi beklenmektedir.
Özetle; yüksek büyüme amaçlanırken, maliye politikası gevşetiliyor. Enflasyon konusunda daha gerçekçi hedefler belirlenmiş olması olumlu. Ancak, makroekonomik çerçeveye ilişkin varsayımlar, gerçekçi olmadığı kadar oldukça iyimser. Jeopolitik risklerin uzun sürmemesi ve olumlu bir küresel konjonktür halinde OVP'deki büyüme hedeflerine yaklaşılması mümkün olabilir. Fakat büyüme performansının zayıflaması halinde bütçe hedeflerinin de gerçekleşmesi pek de kolay gözükmüyor.