Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Mayıs ayı
itibariyle İşsizlik Oranı %8,2 olarak açıklandı. İşsizlik Oranı böylece son 10
yılın en düşük seviyesini görmüş oldu. İşsizlik Oranı’nı daha doğru analiz
etmek için mevsimsel etkilerden arındırılmış İşsizlik Oranı’na bakmak gerekir.
Mayıs ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış İşsizlik Oranı ise, 9,0% olarak
açıklandı.
Bu tarz belli bir zaman serisindeki eğilimlerin doğru bir
şekilde analiz edilebilmesi için mevsimsel etkilerden arındırılmış olması büyük
önem taşımaktadır. Her yıl aynı dönemde tekrarlanan mevsimsel hareketlerin ayrıştırılmasının yanı sıra,
bayram ve haftasonu gibi takvimsel hareketlerin de dikkate alınmış olması
gerekmektedir. Bu nedenle yazının bundan sonraki bölümünde tüm analizler mevsimsel
etkilerden arındırılmış İşsizlik Oranı dikkate alınarak yapılacaktır.
Türkiye Ekonomisi, 2008 krizi sonrası 4 çeyrek üst üste küçülürken, 2009 sonrasında
agresif bir büyüme trendi yakalayarak her çeyrek 5,0%’in üzerinde büyüme
kaydetmiş, krizin etkilerinden kısa sürede kurtulmuştu. İç talep öncülüğünde
yakalanan bu büyüme trendi, 2010 Aralık ayı itibariyle Merkez Bankası
tarafından ekonomi için bir tehdit olarak algılanmış ve sıkı para politikası
izlenerek ekonominin soğutulması hedeflenmişti. İçerde işler böyle devam
ederken, küresel piyasalarda yaşanan daralma gün geçtikçe kendini daha da hissettirmeye
başlamış, soğuma sürecini hızlandırmıştır.
Büyüme Oranları ile İşsizlik Oranları, korelasyonu oldukça
yüksek verilerdir. Bu nedenle büyüme rakamlarında yaşanan hareketlilik işgücü
piyasasının da kaderini belirlemektedir. Önümüzdeki dönemde büyüme tarafında
yaşanacak negatif bir hareketlenme, İşsizlik Oranları’nı tekrar çift haneli
rakamlara çıkarabilir.