Amerikan Merkez Bankası (FED) sürpriz yaparak beklentilerin
aksine tahvil alımlarında azaltıma gitmezken politika duruşunu da
olabildiğince güvercinvari tuttu. FED’in 2015-2016 yıllarına
ilişkin tahminleri de göreceli olarak yumuşak kaldı.
ilişkin tahminleri de göreceli olarak yumuşak kaldı.
Son dönemde gerek tahvil gerekse de mortgage
faizlerinde meydana gelen yükseliş ve mali
politikalara ilişkin belirsizlikler nedeniyle ekonomik büyümenin olumsuz etkilendiğine işaret çekilirken tahvil alımlarının azaltılması için gerekli ortamın henüz tesis edilmediği vurgusu yapıldı. Başkan Bernanke yaptığı basın toplantısında tahvil alımlarında azaltıma yıl sonuna doğru başlanabileceğine dikkat çekse de ne zaman sonlandırılacağı hususunda kafalarında net bir tarih olmadığını belirtip ekonomik verileri izlemeye devam edeceklerini vurguladı.
politikalara ilişkin belirsizlikler nedeniyle ekonomik büyümenin olumsuz etkilendiğine işaret çekilirken tahvil alımlarının azaltılması için gerekli ortamın henüz tesis edilmediği vurgusu yapıldı. Başkan Bernanke yaptığı basın toplantısında tahvil alımlarında azaltıma yıl sonuna doğru başlanabileceğine dikkat çekse de ne zaman sonlandırılacağı hususunda kafalarında net bir tarih olmadığını belirtip ekonomik verileri izlemeye devam edeceklerini vurguladı.
Bu kararlar küresel mali piyasalarca oldukça olumlu
karşılandı. FED’in 22 Mayıs’ta yaptığı çıkış stratejisini devreye sokabileceği
açıklamasının ardından ciddi anlamda satış baskısına maruz kalan
gelişmekte olan piyasalardaki etkisi ise daha da olumlu oldu. Birçok gelişmekte
olan ülke parasında ciddi oranlarda değerlenme, hisse senetlerinde ise
yüksek oranlarda artışlar gözlemlendi. Risk primleri aşağı gelirken
küresel bazda risk iştihanın arttığı bir ortam oluşmuştur.
İlk olarak karar mali piyasaları gardı düşük bir şekilde yakaladı. Beklentiler dışında kalan bu kararı kesinlikle olumlu olarak yorumlamalıyız. İlk tepki de bu şekilde oldu. Coşkulu gelen ilk tepkinin ardından iyimserliğin beklendiği gibi kademeli bir şekilde ivme kaybettiği gözlemlendi.
İlk olarak karar mali piyasaları gardı düşük bir şekilde yakaladı. Beklentiler dışında kalan bu kararı kesinlikle olumlu olarak yorumlamalıyız. İlk tepki de bu şekilde oldu. Coşkulu gelen ilk tepkinin ardından iyimserliğin beklendiği gibi kademeli bir şekilde ivme kaybettiği gözlemlendi.
Karar gelişmekte olan mali piyasalarda daha fazla
olumlu etki doğuracaktır. Zira, FED’in çıkış stratejisini gündeme
getirmesi de gelişmekte olan piyasalarda daha fazla negatif tepki
yaratmıştı. Ancak, büyük resme baktığımız zaman, kısa vadeli tepkiyi bir
kenara bırakırsak, FED’in bol ve ucuz para politikasından çıkış kararını
gündeminden çıkarmadığını, sadece ertelediğini söylememiz gerekiyor. Bu
nedenle, piyasalarda kısa vadede yaşanacak coşkulu havanın kalıcı bir
durum almasını beklemek doğru olmayacaktır.
Kararı, FED’in piyasalara hazırlanması için biraz daha
zaman tanıdığı şeklinde yorumlamak daha doğru olacaktır. Konuya bu
çerçeveden bakıldığında FED kararı sonrasında ortaya çıkan piyasa
hareketlerini, riskli pozisyonlardan kurtulmak, açık pozisyonları
kapamak adına iyi bir fırsat olarak değerlendirmek daha uygun olacaktır.
Türkiye ekonomisi, yüksek cari işlemler açığı ve dış borçlanma ihtiyacı nedeniyle FED’in kararına oldukça duyarlıydı. Genel makro ekonomik durumu birçok gelişmekte olan ekonomiye göre daha olumlu olmasına rağmen, sırf bu zayıflığı nedeniyle 22 Mayıs’tan sonraki süreçte ciddi bir satış baskısına maruz kalmış ve değer kayıpları liginde ilk sıralarda yer edinmişti. FED’in bu kararı, Türk mali piyasalarını satış baskısına maruz bırakan sebepleri bir süreliğine de olsa gündemden çıkardı.
Türkiye ekonomisi, yüksek cari işlemler açığı ve dış borçlanma ihtiyacı nedeniyle FED’in kararına oldukça duyarlıydı. Genel makro ekonomik durumu birçok gelişmekte olan ekonomiye göre daha olumlu olmasına rağmen, sırf bu zayıflığı nedeniyle 22 Mayıs’tan sonraki süreçte ciddi bir satış baskısına maruz kalmış ve değer kayıpları liginde ilk sıralarda yer edinmişti. FED’in bu kararı, Türk mali piyasalarını satış baskısına maruz bırakan sebepleri bir süreliğine de olsa gündemden çıkardı.
FED’in kararını sadece erteleme olarak görmek
gerekir. Bu nedenle de Türk Lirası’ndaki değer kazancı, pozisyon kapama fırsatı
olarak değerlendirilmelidir.