Bu Blogda Ara
28 Aralık 2015 Pazartesi
30 Kasım 2015 Pazartesi
Hangi Finansal Tablolar Hazırlanmalı, Finansal Tabloların Hazırlanması ve Sunumu
Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarıca finansal tabloların hazırlanması ve sunumu ile ilgili düzenlemeler artık “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu” (KGK) tarafından yapılmaktadır.
Son dönemde TTK, KGK ve Bakanlar Kurulu tarafından ortaya atılan yeni düzenlemeler nedeniyle, Şirketlerin hangi finansal tabloları hazırlayacağı konusunda tereddüte düştüğü görülmektedir. Hakikaten mevzuat birbirine girmiş durumdadır. Şirketlerin bağımsız denetime tabi olup olmadığı, TMS/TFRS mali tablolar hazırlamasının gerekip/gerekmediği veya konsolide finansal tablo mu yoksa solo(bireysel) finansal tablo mu hazırlayacağı yada Muhasebe Sistemi Uygulamaları Genel Tebliği’nin (MSUGT) ne anlama geldiği tam olarak anlaşılamamış, yapılan düzenlemeler kafa karışıklığına neden olmuştur. Bu yazımızda, şirketlerin hangi finansal tabloları hazırlaması gerektiği konusunda bir nebze olsun bu kafa karışıklığına son verilmesi amaçlanmıştır.
Aşağıdaki konuyu özetleyen güzel bir tablo yer alıyor. Konuyu anlamak isteyenler için bu tablonun ezberlenmesi elzem.
3 Temmuz 2015 Cuma
Nakit Sermaye Artışına Vergisel Teşvik
07 Nisan 2015 tarihli 29319 sayılı
resmi gazetede yayınlanan, “bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanun”un 8. Maddesi ile, (http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/04/20150407-19.htm)
13/06/2006 tarihli ve 5520 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanununun Diğer İndirimler başlığı altındaki 10. Maddesinin birinci
fıkrasına bazı eklemeler yapılmıştır. (http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr/html.asp?id=6053)
Bu eklemelerle; Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren
kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin,
ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya
çıkarılmış sermaye tutarlarındaki NAKDİ SERMAYE ARTIŞLARI veya yeni kurulan
sermaye şirketlerinde ÖDENMİŞ SERMAYENİN NAKİT OLARAK KARŞILANAN KISMI üzerinden
TCMB tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca
açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz
oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın
%50’si kurum kazancından indirilebilir hale gelmiştir. Uygulama 01/07/2015
tarihi itibariyle yürürlüğe girdi.
Ancak, 30/06/2015 tarihinde
yayınlanan 2015/7910 sayılı kararname eki kararıyda bu uygulamaya ilişkin
birçok düzenmeye gidlmiştir. (http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/06/20150630-14-1.pdf)
Asıl işi sermaye yatırımı olan,
ana faaliyet konusu şirketlere iştirak etmek, ortak olmak veya satın almak,
karşılığında ise, temettü geliri elde etmek olan Holding statüsündeki Şirketlerin
bu düzenmeyle uygulama dışında bırakıldığı gözükmektedir. Durum böyle olunca, bu teşvikten yararlanan Şirket sayısı bir hayli azalacaktır.
İlgili düzenlemeyle uygulama
dışında bırakılan bazı başlıklar aşağıdaki gibidir, detayları için kararnamenin tamamına paylaştığım linklerden ulaşabilirsiniz.
a) Gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye,
organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest
meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet
satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri için,
b)Aktif toplamının %50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı
ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri için,
c) Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan
veya kredi olarak kullandırılan kısmına tekabül eden tutarı için,
1 Temmuz 2015 Çarşamba
Türkiye'nin Dış Borcu
2015 ilk çeyrek itibariyle Türkiye'nin brüt dış borç stoku toplam 392,8 milyar USD, aynı dönemde GSYH ise, 180,6 milyar USD olarak açıklanmıştır.
İlk çeyrek GSYH verisi tahmini olarak yılsonu için projekte edilirse 2015 yılında; 180,6 x 4 =722,4 milyar USD seviyesinde olacağı varysayılabilir.
Bu durumda, dış borcun milli gelire oranının bugün itinariyle %54,4 seviyesinde olduğu söylenebilir. 2006 yılında bu oranın %39,5 olduğu düşünüldüğüne yıllar itibariyle Türkiye'nin borçlanma seviyesinin arttığını gözlemleyebilmekteyiz.
Bazı rakamsal veriler tek başlarına ele alındığında aldatıcı olabilmektedir. Örneğin; "dış borç, yıllar itibariyle artıyor." denildiğinde rakamsal olarak arttığı anlaşılabilir ancak büyüklüğü anlamında herhangi bir öngörü sağlayamaz. Bu söylemin ardından her zaman şöyle bir soru gelebilir; neye göre, kime göre artıyor? 392,8 milyar USD tutarındaki bir büyüklük neyi ifade etmektedir?
Finansal piyasalarda, ülke riskini değerlendirme imkanını sağlayan önemli rasyolardan biri kuşkusuz "Dış Borç / GSYH" rasyosudur. Bu nedenle, dış borcun değerlendirilmesin bu rasyo mutlaka dikkate alınır.
Türkiye'nin net dış borç stoku = 392,8 milyar USD
Detaylarını incelediğimizde;
- %71'i Özel Sektör, %29'u Kamu tarafından temin edilmiş,
- %50'si Finansal Kurumlar tarafından temin edilmiş, (özel + kamu)
- %33'ü Kısa Vadeli, %67'si Uzun Vadeli,
- %60'ı USD cinsinden, %30'u EUR cinsinden,%2'si JPY, kalanı diğer para birimlerinden,
8 Mayıs 2015 Cuma
GSYH Hesaplamasında Sektörel Veriler
Tüik, gayri safi yurtiçi hasılayı hesaplarken birçok
kalemin değerini tahmin eder. Bu kalemler sektörel bazlı olup, detayları
aşağıdaki gibidir. Hesaplanan yurtiçi hasıla rakamları bir önceki senenin
rakamlarıyla karşılaştırılıp yüzde değişimlerine bakılır. Tüik’in açıklamış
olduğu Ekonomik büyüme oranı bu şekilde ortaya çıkmaktadır.
GSYH
içindeki sektörlerin ağırlıkları birbirinden farklıdır. Örneğin, 2014 GSYH
içindeki ağırlığı en yüksek kalem 24,2%
ile İmalat Sanayi’dir. Yani ekonomideki büyüme rakamının (GSYH) 24,2%’lik
kaynağı İmalat Sanayi’nin büyümesinden gelmektedir. Yani, İmalat Sanayi’ndeki
%10’luk bir büyüme, GSHY’ya +2,4% puan katkıda bulunmaktadır. GSYH içindeki
sektörlerin paylarını aşağıdaki tablodan inceleyebiliriz.
Son iki yıla baktığımızda GSYH içindeki 71%’lik pay 5
kalemden gelmektedir. Bunlar; İmalat Sanayi, Finans ve Sigorta Faaliyetleri,
Toptan ve Perakende Ticaret, Ulaştırma ve Depolama ve Tarım,Omancılık,
Balıkçılık kalemleridir. Bu kalemlerde yaşanan artışlar, ağırlıkları nispetinde
GSYH oranlarını etkilemektedir.
2 Mayıs 2015 Cumartesi
Akaryakıt Fiyatlarının Nakliye Maliyetleri Kanalı ile Taze Meyve-Sebze Fiyatları Üzerindeki Etkisi
Son yıllarda Merkez Bankası tarafından her çeyrek yayınlanan
Enflasyon Raporları’nda “Kutu” başlığı altında çok sayıda yeni ve yararlı
bilgilere yer veriliyor. Ekonomi ile ilgilenenlere bu kısımları okumalarını
öneririm.
30 Nisan 2015
tarihinde yayınlanan 2.Çeyrek Enflasyon Raporu’nda da bu şekilde önemli
konulara değinilen bilgi “Kutu”ları mevcut. Bunlardan en çok dikkatimi çeken; akaryakıt
fiyatlarının nakliye maliyetleri kanalı ile taze meyve-sebze fiyatları üzerindeki
etkilerinin incelendiği bilgi “Kutu”su oldu.
Yayınlanan bu raporda, ÖTV artışının motorin fiyatlarını
yükseltmesiyle Antalya ve İstanbul meyve-sebze hallerindeki fiyatlara etkileri
ölçülmüş, 22 Eylül 2012 tarihinde yapılan ÖTV
artışı sonucu yaklaşık yüzde 9 yükseliş kaydeden motorin fiyatlarının taze
meyve-sebze toptan fiyatlarını kısa vadede yüzde 7-11 aralığında artıdığı
sonucuna ulaşılmıştır.
20 Nisan 2015 Pazartesi
Büyüme Nedir? Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Nedir?
- Türkiye Büyüdü !
- Ekonomi Büyüdü !
- Büyüyen bir ekonomimiz
var !
- Dünya yerinde saydı,
biz büyüdük !
- Türkiye ekonomisi dünyanın
en büyük 19. Ekonomisi !
- 2014 yılında büyüme
2,9% olarak açıklandı !
Başta siyasetçiler olmak
üzere medyanın sık sık dile getirdiği yukardaki söylemlere o kadar aşinayız ki…
Neredeyse hergün duymak mümkün. Ancak sokaktaki vatandaş, büyüme’nin ne anlama
geldiğini bilmiyor. Ekonomistlerin en sık karşılaştığı sorulardan bir tanesi;
Büyüme Nedir?, Büyüme Nasıl Hesaplanır? sorusudur. Merak edenler için büyüme
derken neyin kastedildiğini ve nasıl hesaplandığını biraz açıklayalım.
Ekonomik büyüme derken
genelde kastedilen oran; ülkenin gayri safi yurtiçi hasıla’daki artış oranıdır.
Küçülme ise, ülkenin gayri safi yurtiçi hasıla’daki azalış oranıdır. GSYH üç
farklı yöntemle hesaplanabilmektedir. Bunlar; üretim yöntemi, harcama yöntemi ve gelir yöntemidir. Türkiye’de GSYH hesaplamalarında üretim yöntemi esas alınmaktadır. Peki
nedir bu GSYH?
Ekonomik büyüme yani Gayri Safi
Yurtiçi Hasıla, bir ekonomide yerleşik olan üretici
birimlerin belli bir dönemde, yurtiçi faaliyetleri sonucu yaratmış oldukları
tüm mal ve hizmetlerin değerleri toplamından bu mal ve hizmetlerin üretiminde
kullanılan girdiler toplamının düşülmesi sonucu elde edilen değerdir. Türkiye’nin gayri safi
yurtiçi hasıla istatistikleri sadece Türkiye İstatistik Kurumu tarafından
derlenmektedir. Üçer aylık dönemler itibariyle hesaplanmaktadır.
Bu yazıda, GSYH hesaplanmasında kullanılan üretim yöntemi ve harcamalar yönteminden bahsedeceğiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Ekonomik Takvim
Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.