Bu Blogda Ara

tahvil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tahvil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2013 Çarşamba

Fed Tahvil Alımlarını Azalttı - Günün Öne Çıkan Başlıkları 18/12/2013



Fed Tahvil Alımlarını Azalttı

Fed’in merakla beklenen toplantı kararları açıklandı. Tahvil alım miktarı Ocak ayından itibaren 10 milyar dolar azaltılarak 85 milyar dolardan 75 milyar dolara çekiliyor. (5 milyar usd konut sektörü endeksli tahviller, 5 milyar usd devlet tahvillerinden)

Alınan bu karar tahvil alımlarının önümüzdeki dönemde azaltılmaya devam edileceği anlamına gelmiyor. Enflasyon ve işsizlik verilerinin izlenmeye devam edileceği ve toparlanmanın sürmesi durumunda azaltıma devam edileceği yönünde bir görüş hakim. Bu da Ocak ve Mart ayında yapılacak toplantılar için hiçbir şeyin henüz netleşmediğini gösteriyor.

Ayrıca, önümüzdeki dönemde işsizlik tarafında iyileşme gelse dahi, enflasyonun orta vadeli %2 hedefinden uzak kalması durumunda sıfır faizli politikaya devam edileceği mesajı verildi.

Sıfır Faiz Politikasına Devam

Tahvil alımlarının azaltılmasına başlanmış olmasına rağmen sıfır faiz politikasının devam edilecek olması gelişmekte olan piyasalar için olumsuz anlamda çok da sert hareketler görmeyebileceğimize işaret ediyor.

Enflasyon; Gelişmiş Ülkelerin Korkulu Rüyası

Düşük faiz ortamı ve piyasalara pompalanan o kadar paraya rağmen, enflasyon düşük kalmaya devam ederek gelişmiş dünya ülkelerinin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Politika yapıcılar içinse durum sürekli çıkmazlık içerisinde. Hem ABD, hem de Euro Bölgesi tarafında enflasyonun gelecekteki durumu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından izlenmesi gereken en önemli mesele.

BIST 100, günü hafif yükselişle 71.417 puandan kapadı.

ABD 10 yıl vadeli hazine tahvilinin faizi karar sonrası %2,89’u aştı ancak tekrar geri çekildi. EUR/USD paritesi karar sonrası 1,3680 seviyesine çekilerek Dolar/TL ise, 2,06 seviyelerine yükselmiş durumda.

Altının onsu 1.220 dolar seviyelerine çekilirken, brent petrol 109,3 seviyelerine yükselmiş durumda.  

Merkez Bankası Sıkılaştırma Kararı Verdi

Dün yapılan PPK toplantısı sonucunda Merkez Bankası (MB) beklendiği gibi faiz oranlarında bir değişikliğe gitmedi. Gecelik borç verme faizi %7.75, piyasa yapısı bankalar için borçlanma imkanı %6.75, gecelik borçlanma faizi %3.5, 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı ise %4.5 seviyesinde bırakıldı.
Ancak MB likidite politikasına ilişkin yeni bir açıklama yaparak, TL likiditesinde sıkılaştırma yaparak,   1 haftalık repo ihalesinden verilecek en fazla fonlanma miktarını 10 milyar TL’den 6 milyar TL’ye düşürdü. 

Ayrıca, piyasa yapıcısı bankalara sağlanan toplam fonlama imkanı, DİBS ihalelerinden alınan ihraç değerinin %7’sinden %2’sine düşürüldü. Böylece piyasa yapıcısı bankalara tanınan fonlama imkanı mevcut durumda 23 milyar TL’den 6.5 milyar TL’ye düşürülmüş oldu. Karar sonrası gösterge tahvil %9,30 seviyelerine kadar yükseldi.

4 Aralık 2013 Çarşamba

Günün Öne Çıkan Başlıkları 03/12/2013

ABD’den gelen olumlu imalat verileri sonrası, Aralık ayında parasal genişlemenin (QE) azaltılacağına ilişkin beklentiler de artmış durumda. Gelişmekte olan piyasaları saran tedirginliğün de artmasıyla, BIST 100 endeksi bugün de düşüşünü devam ettirdi ve günü 73.087,49 puandan tamamladı. Düne göre %2,49 oranında değer kaybetti.

Dolar/TL paritesi 2,04 seviyelerinde günü tamamlarken, Eur/Usd paritesi de 1,3591 seviyelerine çıkmış durumda.

Altın 1220 dolar seviyelerinde hareket ederken, brent petrol %1’e yakın artışla 113 dolar seviyelerine yükselmiş durumda.

Bu hafta Moody’s Türkiye ilgili önemli açıklamalar yaptı; FED ‘in parasal genişleme programında yapacağı azaltımın global finansal piyasalar genelinde büyük olasılıkla daha yüksek fonlama maliyetlerine, daha fazla sermaye çıkışına ve kredi temin edilebilirliğinde azalmaya yol açacağını, ancak bunun Türkiye ekonomisinin çeşitli sektörlerine yapacağı etkinin büyük olasılıkla sınırlı ve kısa süreli olacağını bildirdi. Ancak piyasada çok farklı görüşler hakim olduğu için bu açıklamaların yurtiçi piyasalar üzerinde olumlu bir etkisi görülmedi. Ayrıca ekonomistlerin ağırlıklı yorumlarına baktığımızda, sermaye çıkışlarının kalıcı olması halinde Türkiye açısından etkinin sınırlı olacağı düşünülmüyor.

Yurtiçinde Kasım ayı enflasyon verileri açıklandı. TÜFE  piyasa beklentisi olan % 0,46 altında % 0.01'lik artış gösterdi ve yıllık bazda TÜFE % 7,32 olarak açıklandı. Eflasyonun beklentilerin altında açıklanmasının piyasalar üzerinde olumlu bir etkisi olması beklenirdi ancak FED kaygıları baskın geldi ve TRY üzerinde olumlu bir etki görmedik.  

Gelişmekte olan ülkeler enflasyona endeksli tahvillere yöneliyor.

7 Ekim 2013 Pazartesi

FED Tahvil Alımı'na Devam Dedi !

Amerikan Merkez Bankası (FED) sürpriz yaparak beklentilerin aksine tahvil alımlarında azaltıma gitmezken politika duruşunu da olabildiğince güvercinvari tuttu. FED’in 2015-2016 yıllarına
ilişkin tahminleri de göreceli olarak yumuşak kaldı.

Son dönemde gerek tahvil gerekse de mortgage faizlerinde meydana gelen yükseliş ve mali
politikalara ilişkin belirsizlikler nedeniyle ekonomik büyümenin olumsuz etkilendiğine işaret çekilirken tahvil alımlarının azaltılması için gerekli ortamın henüz tesis edilmediği vurgusu yapıldı. Başkan Bernanke yaptığı basın toplantısında tahvil alımlarında azaltıma yıl sonuna doğru başlanabileceğine dikkat çekse de ne zaman sonlandırılacağı hususunda kafalarında net bir tarih olmadığını belirtip ekonomik verileri izlemeye devam edeceklerini vurguladı.

Bu kararlar küresel mali piyasalarca oldukça olumlu karşılandı. FED’in 22 Mayıs’ta yaptığı çıkış stratejisini devreye sokabileceği açıklamasının ardından ciddi anlamda satış baskısına maruz kalan gelişmekte olan piyasalardaki etkisi ise daha da olumlu oldu. Birçok gelişmekte olan ülke parasında ciddi oranlarda değerlenme, hisse senetlerinde ise yüksek oranlarda artışlar gözlemlendi. Risk primleri aşağı gelirken küresel bazda risk iştihanın arttığı bir ortam oluşmuştur.
İlk olarak karar mali piyasaları gardı düşük bir şekilde yakaladı. Beklentiler dışında kalan bu kararı kesinlikle olumlu olarak yorumlamalıyız. İlk tepki de bu şekilde oldu. Coşkulu gelen ilk tepkinin ardından iyimserliğin beklendiği gibi kademeli bir şekilde ivme kaybettiği gözlemlendi.


Karar gelişmekte olan mali piyasalarda daha fazla olumlu etki doğuracaktır. Zira, FED’in çıkış stratejisini gündeme getirmesi de gelişmekte olan piyasalarda daha fazla negatif tepki yaratmıştı. Ancak, büyük resme baktığımız zaman, kısa vadeli tepkiyi bir kenara bırakırsak, FED’in bol ve ucuz para politikasından çıkış kararını gündeminden çıkarmadığını, sadece ertelediğini söylememiz gerekiyor. Bu nedenle, piyasalarda kısa vadede yaşanacak coşkulu havanın kalıcı bir durum almasını beklemek doğru olmayacaktır.

Kararı, FED’in piyasalara hazırlanması için biraz daha zaman tanıdığı şeklinde yorumlamak daha doğru olacaktır. Konuya bu çerçeveden bakıldığında FED kararı sonrasında ortaya çıkan piyasa hareketlerini, riskli pozisyonlardan kurtulmak, açık pozisyonları kapamak adına iyi bir fırsat olarak değerlendirmek daha uygun olacaktır.

Türkiye ekonomisi, yüksek cari işlemler açığı ve dış borçlanma ihtiyacı nedeniyle FED’in kararına oldukça duyarlıydı. Genel makro ekonomik durumu birçok gelişmekte olan ekonomiye göre daha olumlu olmasına rağmen, sırf bu zayıflığı nedeniyle 22 Mayıs’tan sonraki süreçte ciddi bir satış baskısına maruz kalmış ve değer kayıpları liginde ilk sıralarda yer edinmişti. FED’in bu kararı, Türk mali piyasalarını satış baskısına maruz bırakan sebepleri bir süreliğine de olsa gündemden çıkardı.

FED’in kararını sadece erteleme olarak görmek gerekir. Bu nedenle de Türk Lirası’ndaki değer kazancı, pozisyon kapama fırsatı olarak değerlendirilmelidir.

18 Mart 2012 Pazar

Parasal Genişlemede Sona Yaklaşıldı


FED, 25 Ocak'ta mali piyasaların seyri, istihdam piyasasındaki gelişmeler ve ekonomik faaliyetlerin düzeyi hususlarında temkinli yorumlarda bulunmuş ve faizlerin mevcut sıfır seviyesinde tutulması için zaman aralığını 2014 sonuna kadar uzatmıştı. Toplantı sonrası Bernanke yaptığı açıklamada "üçüncü bir parasal genişlemenin" masada olduğu ifade edilerek parasal genişlemenin süreceğinin işaretini vermişti. Bu gelişme sonrasında mali piyasalarda ciddi bir iyimserlik yaşanmıştı.

Bu hafta yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına kadar geçen zaman diliminde ABD'den gelen güçlü ekonomik veriler ve FOMC'nin birçok üyesinin ciddi muhalefeti ile yeni bir parasal genişleme ihtimali oldukça azalmış oldu. Bu zaten bir süredir piyasalarda negatif etkide bulunuyordu.

FED ise üç küçük ancak önemli görüş değişikliğine gitti:
a) Mali piyasalardaki sıkıntının her geçen gün daha da hafiflediği,
b) Sabit yatırımlarda ve Hane halkı harcamalarında artışın devam ettiği;
c) İşgücü piyasasındaki durumun daha da iyileşmesi ve işsizlik oranlarında belirgin bir düşüş olduğu;

Bu görüş değişiklikleri ekonomiyi desteklemek adına yeni bir programa ihtiyaç kalmadığı anlamına geliyor. Zaten, son dönemde Bernanke de bu ihtimali dile getirmekten imtina ediyordu. Piyasalar hemen bu gelişmeye tepki vermiş oldu. Yeni bir parasal genişlemeye gerek duyulmadığı algılamasının güç kazanması güvenli liman statüsünde olan Amerikan ve Alman tahvillerinde sert satışlara neden oldu. Amerikan 10 yıllık tahvil faizleri %10’lara varan artışlar kaydederek %2.35 seviyesine kadar yükseldi FED’in yeni bir parasal genişlemeye gitmeyeceği söylemi ABD Doları’nı değerlendirmiş oldu.

Henüz enflasyonla ilgili negatif bir sinyal alınmadığı da göz önüne alınırsa FED'in son dönemdeki duruş değişikliğini bir dönüm noktası olarak nitelendirmek doğru olmayabilir bu nedenle FED'in mevcut gevşek duruşunu uzunca bir süre daha sürdürme ihtimali yüksek. Ancak şunu söyleyebiliriz ki faizlerde en düşük seviyelerin geride kalmış olma ihtimali oldukça yüksek.

Faizlerde sert yükselişlere yol açan bu hareketin FED tarafından arzulanan bir durum olmadığını, bu nedenle de kısa vadede aksi yönde bir açıklama geleceğini düşünüyorum. FED Başkanı Bernanke’nin en yakın konuşması 20 Mart tarihinde. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yapacağı açıklamaların yakından izlenmesi gerekiyor.

Toplantı sonrası üç önemli fiyatlama değişimi yaşanmış oldu;
a) Gelişmiş ülke faizlerinde sert yükseliş;
b) ABD Doları’nda değerlenme;
c) Gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert değer kaybı.

Gelişmiş ülke faizlerinde yaşanan sert yükselişler sonrası Türkiye’de de faiz eğrisinin uzun kısmında yükselişler yaşandı. Kısa taraftaki bozulma ise çok sınırlı kaldı.

Döviz kuru cephesi ise sıkıntılı bir hafta geçirdi. Özellikle 1,80 seviyelerinde kurumsal kaynaklı alımlar, sonrasında ise yurtdışı kaynaklı stop-loss niteliğindeki alımlar ile USDTRY kuru sert bir yükseliş kaydetmiş oldu. Gece saatlerinde işlem hacminin oldukça azaldığı zamanlarda USDTRY kuru 1.8140’lara varan yükselişler kaydetti. TL döviz sepeti karşısında 2.08 seviyesinin üzerine çıktı. Diğer gelişmekte olan ülke para birimleri ile karşılaştırıldığında TL’de negatif bir ayrışma olmadığını söyleyebiliriz. Bu da hareketin genel olarak ABD Doları’nın zayıflamasından kaynaklandığına işaret ediyor. FED’den gelecek parasal genişleme ihtimallerine kadar TL’nin zayıf kalacağı kanaatindeyim.


FinansTeknik.com
Finans Teknik.com

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.