Bu Blogda Ara

faiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
faiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Mevduat Faizleri Düştü Sıra Kredilerde


Yılın ilk günlerinde TL mevduata %12,50 , YP mevduata %5,40’lara varan faiz veren bankalar yılın 2.yarısında çıtayı oldukça aşağı çekmiş durumda. Çok değil birkaç ay öncesine kadar %11’in altında faiz vermeyen bankalar, mevduatta sınırı %9’lara çekmiş durumdalar. 

Haziran ayında kredi derecelendirme kuruluşu moody’s Türkiye’nin kredi notunu bir kademe arttırması sonrası yabancı fonlar yönünü Türkiye’ye çevirdi. Yeni girişlerle kur 1,77’lere kadar geri çekilirken, İMKB 65bin seviyelerine kadar yükseldi ve Hazine yılın en düşük borçlanma maliyetleriyle tahvil ihraç ederek Haziran ve Temmuz ayı borçlanmalarını başarılı bir şekilde finanse etti. Tahvillerin büyük çoğunluğunu yabancılar satın aldı. Mayıs sonunda %9,5 olan gösterge faiz %7,5 seviyelerine kadar geriledi. Haziran sonu banka bilanço döneminin sona ermesi ve MB enflasyon beklentisi, mevduat faizlerinin %9’lara kadar çekilmesinde bir başka faktör olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Merkez Bankası’nın bankalara repo ihaleleriyle sağladığı fonlama maliyetlerini aşağı çekmesi önemli bir etken. Fonlama maliyetlerinin haziran ayındaki ortalaması %9,15’ten temmuz sonu itibariyle %8,70’e kadar düşmüş durumda. 

29 Temmuz 2012 Pazar

2012-III Enflasyon Raporu Açıklandı !


Başçı, TCMB İdare Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, yılın 3. Enflasyon Raporu'nu açıkladı.  26 Temmuz Perşembe günü açıklanan 137 sayfalık raporu anca haftasonu inceleme fırsatı bulabildim. Raporun 32 maddeden oluşan özetini aşağıda bulabilirsiniz.




  1. Euro Bölgesi’ne dair sorunlar küresel ekonomiye dair orta ve uzun vadeli ciddi bir risk olarak varlığını korumaktadır.
  2. Geçtiğimiz üç aylık dönemde ABD ve Çin ekonomisinde iktisadi faaliyetlerin ivme kaybettiği görülmekte olup, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dair büyüme tahminleri de aşağı doğru güncellenmektedir.
  3. Küresel iktisadi faaliyetin zayıf görünümüne bağlı olarak enflasyon riskleri azalırken büyüme ve finansal istikrara ilişkin kaygılar önemini korumakta olup, bu gelişmelere paralel olarak, merkez bankaları da genişletici para politikalarını sürdürmektedir.
  4. Merkez bankalarının sağladığı olağanüstü düşük maliyetli likitide olanaklarıyla gelişmekte olan ülkelere yönelik kısa vadeli sermaye akımları önemli derecede oynaklığa yol açmaktadır.
  5. Haziran ayında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının canlanması ve emtia fiyatlarındaki düşüşün hızlanması enflasyon risklerini azaltmıştır. Ayrıca, bu dönemde enflasyon ve cari dengeye ilişkin açıklanan verilerin piyasaya beklentilerinden olumlu gerçekleşmesi Türkiye’ye yönelik risk algılamalarını iyileştirmiştir.

22 Temmuz 2012 Pazar

Dolar Ne Olacak?

Türkiye cephesinde geçtiğimiz hafta bir istihdam verisi, sonrasında ise olumsuz bir bütçe verisi açıklandı. Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı endeksin yayımlandığı tarihten bu yana en düşük düzeye gerileyerek olumlu bir havaya işaret etti. Ancak, harcamalardaki artış ve gelirlerdeki azalma nedeniyle bütçe açığının beklentilerin çok üzerinde kalması bir miktar moral bozdu. Maliye Bakanı Şimşek’in yaptığı açıklamada gerekli olması durumunda yeni bütçe önlemlerinin alınabileceğini vurgulaması mali disiplin kapsamında kararlılığın korunduğunu gösterdi. Bu açıklamanın rakamlar ile ilgili endişeleri bir miktar hafiflettiği kanaatindeyim.

Bununla birlikte dolaylı vergilere olarak bağımlılıktan dolayı Türkiye ekonomisinin ivme kaybettiği dönemlerde bütçe performansının bozulmasını olağan karşılamak lazım. Bu kapsamda bütçenin kalitesini artırmak ya da bu yönde çalışmalar yapmak gerekiyor.

Yurtdışındaki iyimserlik geçtiğimiz hafta Türk mali piyasalarına da sirayet etti. Ancak son günlerin aksine Türk mali piyasalarının bir miktar geride kaldığını gözlemledik. Hisse senedi piyasasında anlamlı bir hareket olmadı. İMKB-100 endeksi 63binli rakamlara yaklaştıkça gelen satışlar ile haftayı önemli bir değişim kaydetmeden tamamladı. Faiz cephesinde hem Para Politikası Kurulu(PPK) toplantısı öncesindeki beklentiler hem de TCMB’nin likidite koşullarını gevşetmeye devam etmesi nedeniyle iyimserlik sürdü.

Kısa vadeli bonolardaki değerlenme sürerken uzun vadede de sınırlı olmakla birlikte faizlerdeki düşüş sürdü. Türk Lirası (TL) döviz sepeti karşısında değerlenmeye devam ederek 2.01’in altına geldi (TL açısından son bir yılın en değerli seviyesi. USDTRY’nin geldiği seviye son iki ayda iki kez denenip kırılamayan 100 günlük hareketli ortalama...

Enflasyon görünümündeki iyileşme ve cari işlemler açığındaki sınırlı düşüş sonrasında TCMB likidite koşullarını bir miktar rahatlatmış ve bu sayede gecelik fonlama maliyeti çift hanelerden %8’e doğru gerilemişti. Yani bir bakıma TCMB faiz indirimine gitmişti. Perşembe günkü toplantıda TCMB’nin bu kapsamda görüşlerini değiştirmeden koruması beklendiği gibi gerçekleşmiş oldu.

Piyasada faiz koridorunun üst kısmında 50 baz puanlık bir faiz indirimi olabileceği bekleniyordu. Ancak bu tarz bir haber major bir etkide bulunmasa da şu an için erken olduğu kanaatindeyim ve bu nedenle de bir süre daha TCMB’nin faizlere dokunmayacağını öngörüyorum. Buna sebep olarak da enflasyon görünümündeki iyileşmeye rağmen halen %5’lik hedefin uzakta olduğu; ayrıca TCMB’nin halihazırda faiz indirimine gidecek bir esnekliğe sahip olduğu gerçeklerini ön plana çıkarabiliriz.

USDTRY kuru için 1.8000 direnci oldukça önemli. Bu seviyenin kırılıp kırılmadığını görmekte fayda var. Eğer bu hedefinde başarılı olursa düşüş ivme kazanabilir. Aksi taktirde 1.80’li seviyelerde dengelenme görebiliriz.


FinansTeknik.com
Finans Teknik.com

18 Mart 2012 Pazar

Parasal Genişlemede Sona Yaklaşıldı


FED, 25 Ocak'ta mali piyasaların seyri, istihdam piyasasındaki gelişmeler ve ekonomik faaliyetlerin düzeyi hususlarında temkinli yorumlarda bulunmuş ve faizlerin mevcut sıfır seviyesinde tutulması için zaman aralığını 2014 sonuna kadar uzatmıştı. Toplantı sonrası Bernanke yaptığı açıklamada "üçüncü bir parasal genişlemenin" masada olduğu ifade edilerek parasal genişlemenin süreceğinin işaretini vermişti. Bu gelişme sonrasında mali piyasalarda ciddi bir iyimserlik yaşanmıştı.

Bu hafta yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına kadar geçen zaman diliminde ABD'den gelen güçlü ekonomik veriler ve FOMC'nin birçok üyesinin ciddi muhalefeti ile yeni bir parasal genişleme ihtimali oldukça azalmış oldu. Bu zaten bir süredir piyasalarda negatif etkide bulunuyordu.

FED ise üç küçük ancak önemli görüş değişikliğine gitti:
a) Mali piyasalardaki sıkıntının her geçen gün daha da hafiflediği,
b) Sabit yatırımlarda ve Hane halkı harcamalarında artışın devam ettiği;
c) İşgücü piyasasındaki durumun daha da iyileşmesi ve işsizlik oranlarında belirgin bir düşüş olduğu;

Bu görüş değişiklikleri ekonomiyi desteklemek adına yeni bir programa ihtiyaç kalmadığı anlamına geliyor. Zaten, son dönemde Bernanke de bu ihtimali dile getirmekten imtina ediyordu. Piyasalar hemen bu gelişmeye tepki vermiş oldu. Yeni bir parasal genişlemeye gerek duyulmadığı algılamasının güç kazanması güvenli liman statüsünde olan Amerikan ve Alman tahvillerinde sert satışlara neden oldu. Amerikan 10 yıllık tahvil faizleri %10’lara varan artışlar kaydederek %2.35 seviyesine kadar yükseldi FED’in yeni bir parasal genişlemeye gitmeyeceği söylemi ABD Doları’nı değerlendirmiş oldu.

Henüz enflasyonla ilgili negatif bir sinyal alınmadığı da göz önüne alınırsa FED'in son dönemdeki duruş değişikliğini bir dönüm noktası olarak nitelendirmek doğru olmayabilir bu nedenle FED'in mevcut gevşek duruşunu uzunca bir süre daha sürdürme ihtimali yüksek. Ancak şunu söyleyebiliriz ki faizlerde en düşük seviyelerin geride kalmış olma ihtimali oldukça yüksek.

Faizlerde sert yükselişlere yol açan bu hareketin FED tarafından arzulanan bir durum olmadığını, bu nedenle de kısa vadede aksi yönde bir açıklama geleceğini düşünüyorum. FED Başkanı Bernanke’nin en yakın konuşması 20 Mart tarihinde. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yapacağı açıklamaların yakından izlenmesi gerekiyor.

Toplantı sonrası üç önemli fiyatlama değişimi yaşanmış oldu;
a) Gelişmiş ülke faizlerinde sert yükseliş;
b) ABD Doları’nda değerlenme;
c) Gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert değer kaybı.

Gelişmiş ülke faizlerinde yaşanan sert yükselişler sonrası Türkiye’de de faiz eğrisinin uzun kısmında yükselişler yaşandı. Kısa taraftaki bozulma ise çok sınırlı kaldı.

Döviz kuru cephesi ise sıkıntılı bir hafta geçirdi. Özellikle 1,80 seviyelerinde kurumsal kaynaklı alımlar, sonrasında ise yurtdışı kaynaklı stop-loss niteliğindeki alımlar ile USDTRY kuru sert bir yükseliş kaydetmiş oldu. Gece saatlerinde işlem hacminin oldukça azaldığı zamanlarda USDTRY kuru 1.8140’lara varan yükselişler kaydetti. TL döviz sepeti karşısında 2.08 seviyesinin üzerine çıktı. Diğer gelişmekte olan ülke para birimleri ile karşılaştırıldığında TL’de negatif bir ayrışma olmadığını söyleyebiliriz. Bu da hareketin genel olarak ABD Doları’nın zayıflamasından kaynaklandığına işaret ediyor. FED’den gelecek parasal genişleme ihtimallerine kadar TL’nin zayıf kalacağı kanaatindeyim.


FinansTeknik.com
Finans Teknik.com

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.