Bu Blogda Ara

13 Ekim 2010 Çarşamba

İşletme Nedir?

02 Haziran 2010 tarihinde yayınlanmıştır.


İşletmeler; belli ölçüde kar elde etmek ve hizmet yaratmak amacıyla üretim faktörlerini bilinçli ve sistemli olarak bir araya getirip tüketicilerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda mal ve hizmet üreten veya pazarlayan ekonomik, sosyal ve teknik kuruluşlardır. İşletmeler varolabilmek ve amaçlarına ulaşabilmek için belli bir organizasyon yapısına ihtiyaç duyarlar. İşletmelerin amaçlarına ulaşabilmeleri için çeşitli sorumlulukları yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu sorumluluklar hiyerarşik bir şekilde paylaşılmalı ve işletme amaçlarına ulaşma belli bir koordinasyon çerçevesinde yapılmalıdır. İşletme içi bu koordinasyonu sağlayan süreç ise yönetim sürecidir. Yönetim; ortak bir amacı gerçekleştirmek için bireysel ve grupsal çabaların koordinasyonunu sağlama ve amaca yöneltmektir. Yönetim süreci; hazırlık, uygulama ve denetim olmak üzere üç ana evreye ayrılmaktadır. İşletmelerde yönetim süreci hazırlık evresiyle başlar. Öncelikle yapılacak işlerin kaynak kullanımını tespit etmek gerekmektedir. Bir işe başlarken üretim sürecinde gerekli girdilerin belirlenmesi, çalışan personelin seçilmesi...gibi konular ele alınır. İkinci evre uygulama sürecidir. Burada üretim sürecinin gerçekleşmesi, çıktıların elde edilmesi ve dağıtılması...gibi süreçler çerçevesinde iş akışı sağlanır. Son olarak denetim evresinde ise; personelin ve projelerin değerlendirilmesi...gibi organizasyonun kontrol faaliyetleri gerçekleştirilir. Bir organizasyonda yönetim sürecinin gerçekleşmesi dahilinde, halkla ilişkiler ve imaj meselesi.. gibi yani bir marka yaratarak işletmenin insanlar tarafından benimsenmesi ve tercih edilmesini sağlayan tanımlayıcı faaliyetlerinde gözönüne alınması gerekmektedir.

İşletme organizasyonunun gerçekleşmesinde gerekli olan tüm etmenler(kaynak kullanımı, iş akışı, kontrol faaliyetleri, tanımlama faaliyetleri) birbirlerini tamamlayıcı biçimde, belli bir uyum içerisinde olmak zorundadırlar. Bu uyumu sağlayacak (Homeostatik faaliyetler) faaliyetlerin uygulanması işletmenin amacına ulaşabilmesi için büyük önem arz etmektedir. Çünkü bütün etmenler bir şekilde birbirine bağlıdır ve tıpkı domino taşlarının dizilişi gibi herhangi birindeki değişiklik bütün sistemi bozacak güce sahiptir. Bir işletmede homeostatik faaliyetler olmazsa o işletme amacına ulaşamaz ve yok olmaya mahkum olur.

Herhangi bir işletmede homeostatik faaliyetlerin kusursuz bir biçimde uygulanabilmesi için iyi bir yönetim sürecine ihtiyaç vardır. Yönetim süreci organizasyonu sağlamada işletmelerin olmazsa olmazları arasında en tepede yer almaktadır. Bu nedenle işletmeler ile yönetim arasında ayrılmaz bir bağ vardır.

8 Ekim 2010 Cuma

Üretim Nedir ?

30 Mayıs tarihinde yayınlanmıştır.

İnsanın, yaşamı için doğanın kendisine verdikleri ile yetinmesi halinde herhangi bir üretim faaliyetinden söz edilemeyeceği açıktır.

Üretim, insan gereksinmelerinin doğa tarafından tam olarak karşılanamaması sonucu ortaya çıkan bir faaliyettir. İnsanların varoluşuyla başlayan bu faaliyet süreci taş devrinden beri devam etmektedir. İnsanların taşları yontmaya başlaması, taşlardan savunma ve avlanma amacıyla basit aletlerin yapılması bu sürecin başlangıcını oluşturmaktadır. Savunma ve avlanma amacıyla ihtiyaç nedeniyle ortaya çıkan üretim süreci sürekli kendini geliştirmeye devam etmiş, taştan yapılan aletler yeterli olmamaya başlamış zaman geçtikçe üretimde bakır, tunç ve demir kullanılmaya başlanmıştır. Dağınık bir halde göçebe yaşayan insanlar nufüsun da artmasıyla beraber çeşitli topluluklar oluşturmaya başlamış, yavaş yavaş yerleşik düzene geçilmiştir. Yerleşik düzene geçilmesiyle toprağı ekmek suretiyle birtakım ürünler yetiştirilerek tarımsal üretime geçilmiştir. Tarımsal üretime geçen insanoğlu tarım arazilerinin kullanılmasında insan gücüne yardımcı olması nedeniyle hayvanlardan yararlanmaya başlamış, evcilleştirme süreci bu şekilde ortaya çıkmıştır.

Binlerce yıl öncesine dayanan üretim süreci insanlığın uygarlık yolunda ilk adımı atmasıyla başlamıştır. Ancak bugünkü anlamda üretimin doğuşu, insanlık tarihinde dün sayılabilecek bir geçmişe uzanır. Bunun nedeni teknolojik gelişmelerin izlediği çizgi ile açıklanabilir. Sanayi devrimiyle makinaların insangücünün yerini almaya başlaması en fazla 250 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Bir ülke ekonomisi için üretim, canlılarda yaşamı sağlayan kan gibidir. İnsangücü ve diğer kaynakların yerinde kullanılması ile gerçekleştirilen yeterli düzeyde üretim, ekonominin sağlıklı bir şekilde yaşaması ve gelişmesi için ön şart olarak kabul edilir. Ekonomistler üretimi fayda yaratmak şeklinde tanımlarlar. Mühendisler ise, bir fiziksel varlık üzerinde, onun değerini artıracak bir değişiklik yapmayı veya hammadde veya yarı mamulleri kullanabilir bir mamule dönüştürmeyi üretim sayarlar.

Kaynaklar çok çeşitli ve ayrı yerlerde bulunduğundan, insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bu kaynakların toplanması ve bir değişim sürecine tabi tutulması gerekmektedir. Genel olarak üretimin temel amacı; bir mamul veya hizmet yaratmaktır. Bunun gerçekleşmesi için üretim faktörleri (emek, sermaye, doğan kaynaklar ve girişimci) adı verilen unsurların belirli şartlar ve yöntemlerle bir araya getirilmesi gerekir. Bu durumda üretim; çeşitli kaynakların bir düzen içinde, planlı ve belirli bir amaç doğrultusunda bir araya getirilmesi ile ortaya yeni bir mal/hizmetin çıkması olarak ifade edilir.

Bu yazıda sadece “Üretim Nedir” sorusuna cevap verilmeye çalışılmıştır. Üretimin ülke ekonomisindeki yeri oldukça önemlidir. Bu konuyu başka bir yazıya bırakmanın daha iyi olacağını düşünüyorum. Ancak üretim konusunu çok güzel anlattığına inandığım bir reklam filmini buradan izleyebilirsiniz.

7 Ekim 2010 Perşembe

Ekonometri Nedir ?

27 Mayıs tarihinde yayınlanmıştır.


Ekonometri; ekonomi (iktisat) ve istatistiğin birleşiminden oluşan bir bilim dalıdır. Ekonometri ile uğraşan kişilere "matematiksel iktisatçı" da denebilir. Ekonometri eğitimi iktisat teorisi, matematik ve istatistiğin birleşimiyle ortaya çıkan ancak bu üç bilim dalının her birinden ayrı bir bilim dalı olarak tanımlanmaktadır.

Ekonometrinin temel amacı; matematik ve istatistikten yararlanmak suretiyle çeşitli iktisadi sorunları analiz etmek ve en uygun iktisadi kararların alınmasını sağlamaktır.

Ekonometri bölümleri, iktisat bölümlerinden farklı olarak iktisat yanında matematik ve istatistiği de bilen elemanlar yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye' de ekonometri ile ilgili çalışmalara 1960'lı yıllarda planlı kalkınma çalışmaları ile başlamıştır. Bu yıllardan itibaren Türkiye ekonomisinin yapısal analizi ile ilgilendiğinden, ekonominin işleyişinin anlaşılması önem kazanmış ve ekonometrik modeller kurulmaya çalışılmıştır.
Ekonometri, istatistik bilimi ile doğmuştur.

Örneğin; talep eğrisinin Ekonomi Teorisinin öngördüğü gibi aşağı doğru eğimli (negatif eğimli) olup olmadığı ekonometrik yöntemlerle test edilir. Ekonomi Teorisi, eğim katsayısının kesin değeri hakkında bir yorumda bulunmazken, Ekonometri ile eğim katsayısının değeri kestirilmeye çalışılır. Talep eğrisi örneğinde bir malın fiyatında meydana gelen bir birimlik artışın, talep miktarında herhangi bir azalmaya yol açıp açmadığı, azalma oluyorsa belli bir aralıkta yaklaşık olarak ne kadar bir azalmayı beraberinde getirdiği ekonometri ile ölçülür.

Ekonometrinin en çok kullanılan yöntemi Regresyon Analizi'dir.

Basit bir ekonometrik model

Kişisel harcamalar = Sabit (otonom) harcama + Harcama eğilimi X Gelir + Tesadüfi bir hata değişkeni

Y = b0 + b1X + u
• Y: Kişisel harcamalar
• b0: Otonom harcama
• b1: Harcama eğilimi (harcama katsayısı)
• X: Gelir
• u: Rassal (tesadüfî) bir hata değişkeni

Böyle bir model klâsik en küçük kareler yöntemiyle çözüldükten sonra her bir gelir miktarı için yaklaşık ne kadar harcama yapılacağı tahmin edilebilir. Bu modelin sağlıklı tahmin vermesi için hata teriminin istenen bazı özelliklere sahip olması gerekir. Aksi takdirde yanıltıcı sonuçlar elde edilebilir.

Tek değişkenli ekonometrik model

Y = bo + b1X + u

Çok değişkenli ekonometrik model

Y = bo + b1X1 + b2X2 + ... + bkXk + u

Simgelerin anlamı

• Y: Bağımlı (açıklanan) değişken
• Xi: Bağımsız (açıklayıcı) değişken(ler) , i = 1 ... n
• bj: Parametre(ler) , j = 0 ... n
• u: Hata terimi

Şanghay Menkul Kıymetler Borsası

Birinci Afyon Savaşının ardından 1842 yılında İngiltere ve Çin arasında imzalanan Nanking Anlaşması ile Çin, Şanghay’ın da dahil olduğu bazı gümrüklerini düşük tarifeyle İngiltere’ye açmıştır. Bu anlaşmayla birlikte Çin’deki yabancı tüccar sayısı artış göstermiştir. 1891 yılında maden fiyatlarında yaşanan yükselişin ardından, yabancı iş adamları Şanghay Borsa Aracıları Birliği çatısı altında bir borsa kurmuştur. 1904 yılında da Birlik adını Şanghay Menkul Kıymetler Borsası olarak değiştirmiştir. 1929 yılında Borsa, Şanghay Çin Ticaret Borsası ve Şanghay Menkul Kıymet ve Emtia Borsası ile birleşmiştir.

1949 yılında Çin Komünist Partisinin Çin Halk Cumhuriyetini ilan etmesiyle birlikte bütün borsalar kapatılmıştır. Ancak, daha önce belirtildiği gibi, hükümetin piyasa ekonomisi yönündeki çabalarına paralel olarak borsalar 1990 yılında tekrar açılmıştır. Çin’de yer alan bütün borsalar özdüzenleyici kamu kuruluşudur.

Şanghay Menkul Kıymetler Borsası, Uluslararası Sermaye Piyasası Düzenleyicileri Örgütü (IOSCO), Asya ve Okyanusya Menkul Kıymet Borsaları Federasyonu (AOSEF) ve Dünya Borsalar Federasyonuna (WFE) üyedir. Borsa, 1994 yılından bu yana, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok borsayla mutabakat zaptı imzalamıştır.

Şanghay Borsasının, Şanghay Menkul Kıymetler Uydu İletişimi Şirketi, SSE Veri Dağıtım Şirketi, Çin Finansal Türev Borsası, Çin Menkul Kıymetler Endeksi Şirketi ile Merkezi Takas ve Saklama Şirketi olmak üzere 5 iştiraki bulunmaktadır.

Şanghay Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören ürünler 4 kategoriye ayrılmaktadır: hisse senetleri, tahviller, yatırım ortaklıkları ve varantlar.

Hisse Senedi Piyasası


Hisse senedi piyasasında hisse senetleri, yatırım ortaklıkları ve varantlar işlem görmektedir.

Kotasyon Şartları

Çin Halk Cumhuriyeti Sermaye Piyasası Kanunu, borsaya kote olmak isteyen şirketlerin;
• Ödenmiş sermayesinin 4 milyon $’dan fazla,
• Minimum 3 yıldır faaliyette,
• Son 3 yıldır kesintisiz olarak kâr etmiş, olması şartlarını aramaktadır.

Piyasa Verileri

A tipi hisse senetleri, Çin Halk Cumhuriyetinde kurulu şirketlerin Şanghay ve Şenzhen Borsalarında Yuan üzerinden işlem gören hisse senetlerini ifade etmektedir. A tipi hisse senetleri yalnızca Çin’de ikamet eden bireysel ve kurumsal yatırımcılar ile nitelikli yabancı kurumsal yatırımcılara açıktır.

B tipi hisse senetleri, Çin Halk Cumhuriyetinde kurulu olan şirketlerin yabancı para birimi üzerinden işlem gören hisse senetleridir. İlk kez 1992 yılında piyasaya çıkan B-tipi hisse senetleriyle yabancı yatırımcılar ve 2001 yılından bu yana yerli yatırımcılar işlem yapabilmektedir.

Halka arz sistemi revize edilirken, yeni şirketlerin halka arz edilmesine dair getirilen yasak 2006 yılının ikinci yarısında kalkmıştır. Dolayısıyla, düzenlemelerde yapılan değişiklikle birlikte, borsanın 2006 yılından sonraki performansı diğer yıllara oranla büyük bir artış göstermiştir. 2007 yılı sonunda ülkenin en büyük petrol ve doğalgaz üreticisi olan PetroChina’nın halka arzı gerçekleşmiştir. 2007 yılında şirketin piyasa değeri 1 trilyon $ iken, 2008 yılı sonunda bu değer 260 milyar $’a düşmüştür. Şanghay Borsasındaki bir diğer büyük şirket ise kamu kuruluşu olan Çin Sanayi ve Ticaret Bankası’dır (Industrial and Commercial Bank of China- ICBC). 2006 yılında Şanghay Borsasına kote olan ICBC’nin piyasa değeri 156 milyar $ idi. 2008 yılı sonundaki piyasa değeri ise 174 milyar $’dır.

2008 yılında global piyasalarda yaşanan krizin Çin sermaye piyasası üzerinde de büyük bir etkisi olduğu görülmektedir. 2008 yılı sonunda 854 adet A tipi, 54 adet B tipi hisse senedi bulunmaktadır. 2007 yılı sonunda A tipi hisse senetlerinin piyasa değeri 3,7 trilyon $ iken, 2008 yılında bu değer %62 azalarak 1,4 trilyon $’a düşmüştür. İşlem hacminde ise %37’lik bir düşüş görülmüş ve 2008 yılında 2,6 trilyon $’a gerilemiştir. Geçtiğimiz yıl hükümetin 586 milyar dolarlık destek paketinin yanı sıra, 1.4 trilyon doları aşan banka kredileri, Şanghay Endeksi’nin %80 değer kazanarak yukarıya taşınmasında en büyük etkenler olmuştur.

Küresel kriz dolayısıyla yeni hisse arzlarının askıya alındığı ilk yarının ardından, Çinli şirketler 2009’un ikinci yarısında 207 milyar dolarlık halka arz gerçekleştirmişti.

Hisse senedi piyasasında aynı zamanda varantlar da işlem görmektedir. 2008 yılında işlem gören 14 varant 2,2 milyar $ piyasa değerine sahiptir. 2008 yılı sonunda Şanghay borsasında işlem gören 13 adet yatırım ortaklığı bulunmaktadır. Yatırım ortaklıkları 3 milyar $ piyasa değerine sahip olup, 2008 yılında 14 milyar $’lık işlem hacmi kaydetmiştir.

Şanghay Menkul Kıymetler Borsası’nda geçen yıl 5.01 trilyon dolarlık işlem hacmi oluşmuş, işlem hacmi bakımından Tokyo'yu geride bırakarak Asya'nın en büyük borsası haline gelmiştir. Bloomberg'e göre, Tokyo Borsası 4.07 trilyon dolarda kalarak, Asya'nın en büyük borsası olma ünvanını Şanghay’a kaptırmıştır. Dünya Borsalar Federasyonu verilerine göre ise, Şanghay borsası New York ve Nasdaq’ın arkasına yerleşerek dünyanın en büyük 3’üncü borsası haline gelmiştir.



Piyasanın İşleyişi

Şanghay Borsası açılış seansı 09:15-09:25 saatleri arasında tek fiyat sistemiyle başlamaktadır. Daha sonra, ilk seans 09:30-11:30 ve ikinci seans 13:00-15:00 arasında olmak üzere, sürekli müzayede ile devam etmektedir. 15:00-15:30 saatleri arasında blok satışların gerçekleşmesinin ardından borsa kapanmaktadır. İşlemler elektronik sistem üzerinden,
fiyat ve zaman önceliğine göre yapılmaktadır.

Hisse senetleri ile yatırım ortaklıkları için günlük ±%10 fiyat değişim limiti bulunmaktadır.

Merkezi Takas ve Saklama Şirketi menkul kıymetlerin takas ve saklama işlemlerinden sorumludur. Hisse senetlerinin takası, A tipi hisse senetleri için T+1’de, B tipi hisse senetleri için T+3’de yapılmaktadır.

Endeks

Şanghay borsası 18 endeks hesaplamaktadır. Bu endeksler arasında Şanghay Bileşik, Şanghay 180, Şanghay 50 ve çeşitli sektörel endeksler bulunmaktadır. Şanghay Borsasında gösterge endeks olarak Şanghay Bileşik Endeksi kullanılmaktadır. Bu endeks, hisse senetlerinin tamamını kapsamaktadır. 1991 yılından bu yana hisse senetlerinin ağırlıklı ortalama piyasa değerleri ile hesaplanmaktadır. 2007 yılını 5.262 puandan kapatan endeks, 2008 yılında %65 düşerek 1.821 puana gerilemiştir. 2010 yılı ilk çeyreğinde 3.000 puan üzerinde seyreden endeks son yaşanan olaylarla birlikte 2.550 puan seviyesinde işlem görmektedir.

Tahvil Piyasası

Piyasa Verileri

Şanghay Borsası tahvil piyasasında, devlet tahvili, repo, özel sektör tahvilleri ve hisse senedine dönüştürülebilir tahviller işlem görmektedir.

2008 yılı sonunda Borsada 77 devlet tahvili işlem görmektedir. 336 milyar $ piyasa değerine sahip olan bu tahvillerde 30 milyar $’lık işlem hacmi gerçekleşmiştir. Repo işlem hacmi ise 349 milyar $ olmuştur.

Borsa kotunda olan özel sektör tahvili sayısı 2007’de 68’den, 2008 yılında 100’e yükselmiştir. Bu özel sektör tahvillerinin 2008 sonunda piyasa değeri 35 milyar $, işlem hacmi ise 4 milyar $’dır. 2008 yılında özel sektör tahvillerinin piyasa değerindeki en büyük artış Petrochina’nın 2008 Temmuz’da 8.7 milyar $ değerinde ihraç ettiği tahvillerden kaynaklanmaktadır.

Borsada ayrıca 12 adet hisse senedine dönüştürülebilir tahvil işlem görmektedir. 3 milyar $ piyasa değerine sahip olan bu tahvillerde, 2008 yılında 4 milyar $’lık işlem hacmi kaydedilmiştir.



Kotasyon Koşulları

Özel sektör tahvillerinin kotasyonu için aranan şartlar aşağıdaki gibidir.
• Limited şirketler 8 milyon $, anonim şirketler 4 milyon $ net aktif değerine sahip olmalıdır.
• İhraç edilen özel sektör tahvillerinin toplam değeri, şirketin net aktif değerinin %40’ını aşmamalıdır.
• Şirketin son 3 yıldaki ortalama dağıtılabilir kârının, tahvilin bir yıllık faiz ödemelerini karşılayabilmesi gerekmektedir.

Hisse senedine dönüştürülebilir tahvillerin işlem görebilmesi için özel sektör tahvillerinde belirtilen ikinci ve üçüncü kotasyon koşullarını sağlaması ve bu koşullara ilaveten, özsermaye kârlılık oranının son 3 yıl içinde %6’nın altında olmaması gerekmektedir.

YATIRIMCILAR

1990’lı yıllarda Çin borsalarının tekrar açılması, hisse senedi ve tahvil gibi farklı yatırım araçlarının piyasaya yeniden kazandırılmasını sağlamıştır. Ancak, finans sektöründeki varlıkların ağırlıklarına bakıldığı zaman, bankacılık sektörü sermaye piyasasına oranla daha fazla tercih edilmektedir.

2007 Eylül sonunda 11 trilyon $ olan finans sektöründeki toplam tasarrufların %63’ü banka mevduatı, %31’i hisse senedi, %5’i devlet tahvili ve %1’i de özel sektör tahvillerine aittir.



2007 yılında Çin’de yer alan borsaların dolar bazında endeks getirilerine bakıldığı zaman, Şanghay Borsasının 2 kat, Şenzhen Borsasının ise 3 kat getiri sağladığı görülmektedir. Dünya Borsalar Federasyonuna üye borsalar arasında 2007 yılına ilişkin dolar bazında en yüksek endeks getirisini Şanghay ve Şenzhen Borsaları elde etmiştir. Çin sermaye piyasasının gösterdiği bu performansa yatırımcılar da kayıtsız kalmamıştır. 2006 yılında 83 milyon adet olan yatırımcı hesap sayısı 2007 yılında %70’e yakın artış göstermiş ve 139 milyona ulaşmıştır. Yatırımcı hesapları içinde hisse senedi ve yatırım fonu bulunan hesapları ifade etmektedir.

2007 yılında, Çin sermaye piyasasındaki hisse senetleri sahipliğine ilişkin veriler grafikte yer almaktadır. Bu dağılım içinde bireysel yatırımcılar %51 ile en yüksek paya sahipken, yatırım fonları %26 ile en büyük kurumsal yatırımcı sınıfını oluşturmaktadır.

Önceki bölümlerde değinildiği gibi A tipi hisse senetlerinde yerli yatırımcıların yanı sıra nitelikli kurumsal yatırımcılar işlem yapabilmektedir. Nitelikli yabancı kurumsal yatırımcılar (Qualified Foreign Institutional Investors-QFII) Sermaye Piyasası Düzenleme Komisyonunun izin verdiği yabancı fon yönetimi, sigorta, varlık yönetimi şirketleri ve aracı kurumları kapsamaktadır.

Bu yatırımcı sınıfına girebilmek için Komisyonun belirlediği kriterlerin sağlanması gerekmektedir. Bu kriterlerden bazıları aşağıdaki gibidir.

Aracı Kurumlar ve Sigorta Şirketleri: 30 yıldır faaliyette olması, ödenmiş sermayesinin minimum 1 milyar $ ve son mali yılda yönetilen portföy büyüklüğünün minimum 10 milyar $ olması gerekmektedir.

Fon Yönetim Şirketleri: Son 5 yıldır faaliyette olması ve son mali yılda yönetilen portföy büyüklüğünün 10 milyar $ olması beklenmektedir.

2006 yılında benzer şekilde yerli yatırımcılara yönelik olarak Nitelikli Yerli Kurumsal Yatırımcı sınıflandırılması getirilmiştir. Bu yatırımcıların yurtdışında sabit getirili menkul kıymet ve para piyasalarına yatırım yapmalarına izin verilmiştir. Nisan 2008’de, Çinli yatırımcıların herhangi bir sınırlandırma getirilmeden ABD’deki borsalara yatırım yapmalarına izin verilmiştir.

Bu yazımızda Şanghay Menkul Kıymetler Borsası hakkında genel bilgilere yer verilmeye çalışılmıştır. Umarız faydalı olur.

Ekonomik Takvim

Canlı Ekonomik Takvim Investing.com Türkiye tarafından sağlanmaktadır, lider finans portalı.